13 Ekim 2023 Tarihli ve 32338 Sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26 Temmuz 2023 Tarihli, 2023/36 Esas, 2023/142 Karar numaralı kararı ile; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin birinci fıkrasının b bendi (aşağıda altı çizili olarak gösterilmiştir.) Anayasa’ya aykırılık gerekçesi ile iptal edilmiş ve iptal hükmünün Resmî Gazete’ de yayımlanmasından başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.

Bahsi geçen Anayasa Mahkemesi kararına konu kanun maddesi şu şekildedir:

“Temyiz:

Madde 46 – (Değişik: 18/6/2014-6545/20 md.)

Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

………….

  1. b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.

………….”

İTİRAZIN KONUSU VE GEREKÇESİ

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesi temyiz edilebilecek olan idare mahkemesi kararlarını tahdidi yani sınırlı olarak sayıp düzenlemektedir.

Bu maddenin 2. bendinde ilgili davalar için öngörülen parasal sınırdan bahsedilmektedir. Bilindiği üzere; bu parasal sınır İYUK ek madde 1 uyarınca her yıl yeniden değerleme oranı dikkate alınarak güncellenmektedir. Bu doğrultuda, 2023 yılı için bahsi geçen parasal sınır 581.000,00 TL(yazıyla beş yüz seksen bir bin Türk lirası) olup, dava değeri bu meblağın altında olan davalar için temyize başvuru yolu kapalıdır.

Somut olayda, ödenen damga vergilerinin iadesi talebiyle açılan davayı görmekte olan Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dairesi tarafından, kanun maddesi ilgili kısmı olan “..Konusu yüz bin Türk lirasını aşan..” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla somut norm denetimi yolunu işleterek ilgili kısmın iptali için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır.

İtirazın temelde 3 dayanağı mevcuttur:

  • Davanın açıldığı tarihte temyiz yolu açık olan bir uyuşmazlığın istinaf merciin karar verdiği tarih itibarıyla temyiz yolu kapalı hâle gelebilecek olması,
  • Aynı tarihte açıldığı hâlde diğerine göre daha erken sonuçlanmış olması nedeniyle davalardan biri temyize tabi iken, diğer dava açısından temyiz yolunun kapalı olması durumuyla karşılaşılabileceği,
  • İlgili kuralda temyize ilişkin parasal tutar açısından davanın açıldığı tarihin mi, istinaf merciin karar tarihinin mi esas alınacağı yönünde bir belirlilik ve açıklığın olmaması.

Mahkeme tarafından, mahkemeye erişim hakkı, hükmün denetlenmesini talep etme hakkı ve ölçülülük, kanuni hakim, eşitlik ilkelerinin ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2, 10, 13, 36 ve 37. maddelerine aykırı olduğu iddia edildiği gibi ilgili kısmın hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle çeliştiği de ifade edilmiştir.

ANAYASA MAHKEMESİNİN DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ

Anayasa Mahkemesi ise; öncelikle itiraza konu kuralın değeri parasal sınır altında kalan davalara ilişkin olarak Bölge İdare Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararını kaldırmak suretiyle işin esası hakkında verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmasına engel olmak suretiyle hükmün denetlenmesini talep etme hakkına bir sınırlama getirdiğine işaret etmiş ve incelemeyi bu kapsamda yapmıştır.

Bu doğrultuda, Anayasa Mahkemesi Anayasamızın 13. Maddesi uyarınca sınırlamanın kanunla yapılması, anayasada düzenlenen sınırlama sebeplerine uygun ve ölçülü(elverişlilik, gereklilik, orantılılık) olması gerektiğine de vurgu yaparak; hükümde düzenlenen parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellemesi nedeniyle işlem tarihi, dava tarihi, ilk derece mahkemesi karar tarihi ve istinaf merciinin karar tarihi gibi aşamalar nedeniyle farklı aşama ve şekillerde uygulanabileceğini ve idari yargılama usulünü düzenleyen kanunlarda temyiz yoluna başvuruda dikkate alınacak parasal sınırın hangi tarihe göre belirleneceği hususunda düzenleme bulunmadığını(bu hususta Danıştay’ın yerleşik içtihatları bulunmakta olup kararda da bu duruma işaret edilmektedir. Bknz. Karar Paragraf 7) da dikkate alarak parasal sınıra ilişkin düzenlemede açık, net ve belirlilik bulunmadığından bahisle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna varmıştır.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesi tarafından belli bir tutarı aşmayan davalarda verilen kararlara karşı temyiz yolunu kapatan düzenlemede amacın Danıştay’ın iş yükünün azaltılması olduğu da ifade edilerek; bu amaçla yapılan sınırlamanın parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıkların tamamının tutar açısından önemsiz olduğu da söylenemeyeceğinden menfaatler dengesini davacılar aleyhine bozduğu ve hükmün denetlenmesini talep etme hakkına da orantısız bir sınırlama getirdiği kanaatine varılmıştır.

Nihayetinde, başvuruya konu kural Anayasanın 13. ve 36. Maddelerine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve diğer gerekçeler olan 2, 10 ve 37. Madde yönünden inceleme yapılmamıştır. Bunun yanında; ilgili kısmın iptaliyle ilgili fıkranın uygulanma imkanı kalmadığından 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasına dayanılarak 2. bent bütünüyle iptal edilmiştir.

İptal hükmünün kararın Resmî Gazete’ de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe gireceğine de kararda değinilmiştir.

Sonuç olarak, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. Maddesinde temyiz edilebilecek kararlar sınırlı olarak bentler halinde sayılmakta olup, b bendinde yer alan parasal sınır iptal kararının yürürlüğe girmesiyle birlikte ortadan kalkmış olacağından kanun koyucu tarafından bir düzenleme yapılmaması halinde ancak diğer bentlerde sayılan hallerden birine giren davalar bakımından temyiz yolu açık olacaktır. Bu nedenle, iptal kararının yürürlüğe girmesine kadar geçecek sürede parasal sınır yönünden kanuni bir düzenleme yapılması başka hak ihlallerine sebebiyet verilmemesi açısından isabetli olacaktır.

Konuya ilişkin olarak Resmi Gazete’ ye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/10/20231013-7.pdf

Emirhan Can
Mehmet Eren Sapmaz
Stajyer Avukat | [email protected]