Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun (“Kurul”) resmi internet sitesinde 17.12.2021 ve 03.01.2022 tarihlerinde 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (‘’Kanun’’) kapsamında alınan  toplamda 15 adet karar yayınlanmış olup, kararlara ilişkin önemli hususlar aşağıda belirtilmektedir.  

Kurul tarafından verilen kararlarda, daha önceki kararlarda olduğu gibi, açık rıza alma yöntemlerinin,  geçerliliğinin ve açık rızanın ilgili kişiden alındığına dair ispat yükünün Veri Sorumlusunda olduğunun üzerinde durulduğu görülmüştür.

Ayrıca, aşağıdaki kararlarda, hizmetin ifası kapsamında zorunlu olarak alınması gereken genel nitelikteki kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasında açık rızanın hizmet ifasına ilişkin şartlar ve koşulların yer aldığı metinler aracılığıyla genel olarak alınmasının açık rızayı sakatladığına yer verilmiştir.

Veri sorumlularının ilgili kişilerden aldığı aynı veriyi (örn. kişinin adres bilgisinin hem sözleşmede, hem de sözleşmenin ifası kapsamında her ay düzenlenen faturada kullanılması), birden fazla ve birbirinden farklı veri işleme faaliyeti olarak kabul edildiği ve bu veri işleme faaliyetleri doğrultusunda birbirinden farklı saklama sürelerinin doğabileceğine dikkat edilmesi gerekmektedir.

İlaveten, Veri Sorumlularının, ilgili kişiler tarafından kendilerine yapılan başvurularda eksik hususların bulunması durumlarında bu eksikliklerin giderilmesi için ilgili kişiye ulaşmak yerine başvuruları cevaplandırmadığı ve Kurul’un bu konuda Veri Sorumlularına talimat verilmesine karar verdiği görülmektedir. Veri Sorumlularının ilgili kişilerden gelen verilerin silinmesine taleplerine karşın, Veri Sorumlularının veri işleme faaliyetlerinde meşru menfaatleri olduğunu ileri sürerek bu talepleri yerine getirmemesi karşısında Kurul, meşru menfaat kriterinin Veri Sorumlularına sınırsız bir alan tanımadığını ve meşru menfaatin ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerinden üstün olmadığını belirtmektedir.

Özellikle hatırlatmak isteriz ki, ilgili kişilerin kişisel verilerinin işleme faaliyetlerinde Kurul tarafından önerilen idari ve teknik tedbirlerin alınması önem arz etmektedir. Zira, Kurul,  özellikle özel nitelikli veri işleme faaliyetlerinde tedbirlerin yanı sıra Veri Sorumlularının personellerine düzenli eğitimler verilmesi gerektiğinin üzerinde durmaktadır.

Karar Özetleri:

1. Bir kargo şirketinin  veri ihlal bildirimi hakkında 22/06/2021 tarih ve 2021/603 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin kişisel verilerinin hukuka aykırı işlendiğine ilişkin iddiaları ile ilgili olarak somut olayda veri sorumlusu tarafından gönderinin kabulü aşamasında ilgili kişinin adresinin kaydedilmesinin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (ç) bendinde yer alan “Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” şartına dayanılarak yapıldığının açık olduğu, buna karşın veri sorumlusu tarafından ilgili kişinin belirtmiş olduğu adresten farklı bir adrese (daha önce ilgili kişinin kargo teslimatlarının yapıldığı iş yeri adresi) teslimatın yönlendirilerek iletişim bilgisinin işlenmesinin Kanunun 5 inci maddesinde yer alan kişisel veri işleme şartlarından herhangi birine dayanmaksızın gerçekleştiği dolayısıyla veri sorumlusunun Kanunun “Veri Güvenliğine İlişkin Yükümlülükler” başlıklı 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, 
  • İlgili kişinin verilerinin silinmesine yönelik talebi ile ilgili olarak, veri sorumlusu tarafından, gönderim esnasında taşıma işini gerçekleştirmek üzere beyan edilmiş olan adresi, adı, soyadı ve irtibat telefon numarasının mevcut kayıtlarından yasal zorunluluk gereği silinemediği, kişisel verilerin korunması ve güvenliğinin azami ölçüde sağlandığı ve işlenen kişisel verilerin taraflar arası hukuki ilişkinin niteliği gözetilerek ve ilgili kanunlarda öngörülen yasal zorunluluk ve zaman aşımı süreleri ve diğer hukuki yükümlülükler dikkate alınarak gereken süre boyunca saklandığı ve akabinde silme, yok etme veya anonim hale getirme yöntemleri gözetilerek imha edildiği, bu çerçevede ilgili kişinin kişisel verilerinin bulunduğu (isim soy isim, adres, iletişim no vb.) veri tabanında kayıtlı bütün cari hesapların pasif hale getirildiği, pasif hale getirilen hesapların sistem kaydı ekran görüntüsünün savunma yazısı ekinde gönderildiği ve pasif hale getirilen cari bilgilerin saha personeli tarafından görüntülenemez, kullanılamaz ve pasif durumu değiştirilemez olduğu, 
  • Posta Gönderilerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın Posta gönderilerinin kabulü ve teslimi aşamasında yapılacak işlemler başlıklı 4 üncü maddesinde gönderinin kabulü ve teslimi aşamasında en az 2 yıl süreyle saklanacak verilerin açıkça düzenlendiği, ilgili kişinin iş yeri adresine uygun olan son kargo hareketinin 26.02.2019 tarihli olduğu ve sehven yanlış adrese yapılan gönderimin ise 02.11.2019 tarihli olduğunun belirtildiği, bu çerçevede, Kanunun 7 nci maddesi kapsamında ilgili kişinin kişisel verilerinin silinmesini gerektiren sebebin ortadan kalkmadığı ve cari bilgilerin pasif hale getirildiği,
  • İlgili kişinin veri sorumlusuna yapmış olduğu başvurusuna veri sorumlusu tarafından 30 günlük süre içinde cevap ve bilgi verilmemesi iddiasına ilişkin olarak, her ne kadar Tebliğin 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında T.C. kimlik numarasının bulunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiş olsa da veri sorumlusuna tebliğ edildiği açık olan ilgili kişinin yazılı başvurusunun Kanuna uygun olarak cevaplandırılması için ilgili kişinin yönlendirilmediği, eksik hususların tamamlanmasına yönelik ilgili kişiyi yönlendirici gerekli aksiyonun veri sorumlusu tarafından alınmadığı, bu kapsamda başvurusunun bu şekilde cevapsız bırakılmasının Tebliğin 6 ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasına aykırılık teşkil ettiği,

değerlendirmelerinden hareketle;

  • Veri sorumlusu tarafından ilgili kişinin belirtmiş olduğu adresten farklı bir adrese (daha önce ilgili kişinin kargo teslimatlarının yapıldığı iş yeri adresi) teslimatın yönlendirilerek iletişim bilgisinin işlenmesinin Kanunun 5 inci maddesinde yer alan kişisel veri işleme şartlarından herhangi birine dayanmaksızın gerçekleştiği, dolayısıyla veri sorumlusunun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe aykırı hareket ettiği kanaatine varılması nedeniyle veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı (b) bendi hükmü uyarınca idari para cezası uygulanmasına,
  • İlgili kişinin kişisel verisi olan iş yeri adresinin silinmesi/yok edilmesi talebine ilişkin olarak veri sorumlusu bünyesinde Kanunun 7 nci maddesi kapsamında ilgili kişinin kişisel verilerinin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkmadığı ve cari bilgilerin pasif hale getirildiği dikkate alındığında Kanun kapsamında bu çerçevede yapılacak bir işlem olmadığına,
  • Veri sorumlusuna tebliğ edildiği açık olan ilgili kişinin yazılı başvurusunun Kanuna uygun olarak cevaplandırılması için ilgili kişinin yönlendirilmediği, eksik hususların tamamlanmasına yönelik gerekli aksiyonun veri sorumlusu tarafından alınmadığı ve başvurusunun cevapsız bırakıldığı, dolayısıyla Tebliğin 6 ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtildiği üzere, ilgili kişi tarafından yapılacak başvuruları etkin, hukuka ve dürüstlük kuralına uygun olarak sonuçlandırmak üzere gerekli her türlü idari ve teknik tedbirleri almadığı değerlendirildiğinden veri sorumlusunun ilgili kişinin başvurusundaki eksik hususların tamamlanmasına yönelik gerekli aksiyonları alması ve Tebliğ hükümlerine azami özeni göstermesi hususunda talimatlandırılmasına,

karar verilmiştir.

2. Bir doğal gaz dağıtımı yapan şirketin veri ihlal bildirimi hakkında 06/07/2021 tarihli ve 2021/664 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • EPDK’nın Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre hizmet sunulan müşteriler ile “müşteri sözleşmesi” imzalandığı, müşterilerce gerçekleştirilen tüketimlerin taraflarınca faturalandırıldığı, müşterilerin ise ödemelerini veri sorumlusunun vezneleri, PTT veya anlaşmalı bankalar kanalıyla gerçekleştirdikleri, müşterilerce banka kanalıyla gerçekleştirilen ödeme işlemlerinin de ilgili bankalara ait ATM, vezne ya da otomatik ödeme yöntemlerinden herhangi biri ile gerçekleştirildiği, 
  • Abonelerden, sözleşme tanzim edilmesi işlemleri esnasında “Otomatik Ödeme” ya da banka bilgisi talep edilmediği, talimat bilgi ve verisinin; ödemelerini otomatik ödeme kanalıyla gerçekleştiren müşterilerin çalıştıkları bankalar aracılığıyla, banka ile veri sorumlusu arasındaki sistem entegrasyonu kapsamında veri sorumlusuna aktarıldığı ve aktarılan bu bilgilerin Kanunun 4 üncü maddesi ile 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi kapsamında veri sorumlusunun sistemlerinde yer aldığı, söz konusu verilerin sistemlerinde yer almasının, sözleşme kapsamındaki işlerinin ifası için zorunlu olduğu, aksi durumda bazı sorunların oluşacağı,
  • Bankaya verilen otomatik ödeme talimatı sonrasında ilgili bankanın veri sorumlusunun sisteminden talimat sahibi abonenin borç bilgisini anlık olarak çektiği ve faturanın son ödeme tarihinde abonenin hesabından tahsilatı yaparak, tahsilat bilgisini veri sorumlusunun sistemine aktardığı, bu işlemlerin yapılması için ilgili bankaların, veri sorumlusu şirketin veri tabanında kendi bankalarına ait koda ve veriye teknik olarak gereksinim duyduğu, dolayısıyla söz konusu verinin veri sorumlusunun sistemlerinde yer almaması halinde, ilgili bankaların sistemsel sıkıntılar yaşayacağı ve ödenemeyen borçlar sebebiyle müşterilerin gaz arzının durdurulması sonucunun doğacağı, bu durumun bir yandan abonelerin mağduriyet yaşamasına yol açacağı, diğer yandan da veri sorumlusu şirketin işinin ifasında sıkıntı oluşturarak meşru menfaatlerine zarar vereceği, 
  • Diğer taraftan, ilgili kişinin faturada “Otomatik Ödeme Talimatı” başlığı karşısında yer alan banka bilgisinin kaldırılması talebinin veri sorumlusu tarafından tüm müşterileri kapsayacak şekilde yerine getirildiği, faturalarını otomatik ödeme talimatı vermek suretiyle ödeyen tüm abonelerin faturalarında banka talimatı bölümünde banka adı yazma uygulamasının kaldırıldığı ve talimat varsa sadece “VAR” ifadesi yazılacak şekilde gerekli düzeltmelerin yapıldığı ifade edilmiştir. 
  • İlgili kişinin şikâyetine konu olan veri sorumlusu tarafından adına düzenlenen faturada yer verilen kişisel veri niteliğindeki banka adı bilgisinin, doğrudan ilgili kişiden elde edilmediği, ilgili kişinin faturalarının ödenmesini teminen bankaya verdiği otomatik ödeme talimatı dolayısıyla banka tarafından veri sorumlusu şirkete aktarıldığı görüldüğünden; bu kapsamda söz konusu banka adı bilgisinin veri sorumlusu ile ilgili kişi arasında düzenlenen Doğalgaz Abonelik Sözleşmesi kapsamında Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan “Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.” şartı uyarınca veri sorumlusu tarafından işlenmesinin Kanuna uygun olduğu,
  • Öte yandan, ilgili kişinin söz konusu banka adı bilgisinin faturada yer alması nedeniyle hâlihazırda herhangi bir hak ihlali yaşamadığı,
  • İlgili kişinin düzenlenen faturalardan banka adı bilgisinin silinmesi talebine yönelik veri sorumlusuna yaptığı başvuruya veri sorumlusu tarafından olumsuz yanıt verildiği iddiasına ilişkin olarak, Kuruma iletilen fatura örnekleri incelendiğinde veri sorumlusunca talep sonrası düzenlenen hiçbir faturada banka adı bilgisine yer verilmediği, banka talimatı bölümünde banka bilgisine yer verilmeyip sadece “VAR” ifadesinin kullanıldığının görüldüğü bu kapsamda ilgili kişinin talebinin yerine getirildiği kanaatine varıldığı 

değerlendirmelerinden hareketle,

  • İlgili kişinin kişisel verisi niteliğinde olan banka adı bilgisinin, ilgili kişinin faturalarının ödenmesini teminen bankaya verdiği otomatik ödeme talimatı dolayısıyla veri sorumlusu ile ilgili kişi arasında düzenlenen Doğalgaz Abonelik Sözleşmesi kapsamında Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan “Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.” işleme şartına dayanılarak işlendiği; öte yandan ilgili kişinin söz konusu banka adı bilgisinin faturada yer alması nedeniyle herhangi bir hak ihlali yaşadığının tespit edilemediği ve veri sorumlusunun ilgili kişinin talebini yerine getirdiği hususları dikkate alındığında bu aşamada şikayete konu iddialar ile ilgili olarak Kanun kapsamında yapılacak bir işlem olmadığına 

karar verilmiştir.

3. Bir özel hastanenin ve üçüncü kişilerin veri ihlal bildirimi hakkında 06/07/2021 tarihli ve 2021/666 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Kuruma intikal eden şikâyette özetle; şikâyetçinin veri sorumlusu hastanede doğan oğluna ait doğum belgesinin yer aldığı bilgisayar ekran görüntüsünün boşanmış olduğu eski eşi tarafından hastaneden temin edildiği ve Aile Mahkemesinde tarafına açılan yargılamanın iadesi davasına ilişkin dosyada, içeriğinde oğlunun T.C. kimlik numarası, doğum tarihi, anne ve baba adı, hasta numarası vb. kişisel veriler içeren bilgisayar ekran görüntüsünün delil olarak kullanıldığı, konuya ilişkin hastaneye yazılı olarak başvurmasına rağmen başvurusuna, hastane tarafından herhangi bir cevap verilmediği,
  • Hastane bünyesinde sağlık ve destek ekipleri dahil olmak üzere toplam 653 personelin çalıştığı, bu nedenle kuruma çeşitli kanallardan gelen ve kurum tarafından gönderilen evrak ve taleplere ilişkin yoğun bir trafiğin mevcut olduğu, bu nedenle gün içerisinde kuruma gelen ve gönderilen evrak ve talep sayılarının değişkenlik göstermekle birlikte gün içerisinde yaklaşık olarak bu sayının yetmişi bulduğu, evrak trafiğinin yoğunluğu nedeniyle bir hata yaşandığı ve başvurunun ilgili birimlere iletilmesindeki aksaklık nedeniyle başvuru sahibi kişiye dönüş yapılamadığı,
  • Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame ve ekinde yer alan görüntünün doğumhane/bebek odasındaki hastaların bilgilerinin takip edildiği ekran görüntüsü olduğunun tespit edildiği, bu ekrana ilgili birimde çalışan yatan hasta misafir hizmetleri çalışanları ve hemşirelerin erişim yetkisinin bulunduğu, 
  • Mevcut bölümde hizmet veren kişilerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve buna bağlı yönetmelikler ile özel nitelikli kişisel veri güvenliği konularında eğitim aldığı, 
  • Şikâyetçinin yapmış olduğu suç duyurusu üzerine adı geçen iki kişiden alınan ifadelerden de anlaşılacağı üzere her iki şüphelinin de görevliye fark ettirmeden gizlice ekran görüntüsünü çektikleri ve bu hususun zapt altına alındığı,
  • Somut olayda, ilgili kişinin Kanunun 13 üncü maddesi çerçevesinde yazılı olarak veri sorumlusu hastaneye yaptığı başvurunun PTT gönderi belgesi sorgulamasında veri sorumlusunun söz konusu başvuruyu teslim aldığının görüldüğü, ancak yasal süresi içinde başvuruya cevap verilmemesi üzerine şikâyetçi tarafından Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca Kuruma şikâyette bulunulduğunun anlaşıldığı,
  • Veri sorumlusundan alınan cevap yazısında; hastaneye çeşitli kanallardan birçok evrak geldiği ve evrak trafik yoğunluğu nedeniyle bir hata yaşandığı bu nedenle ilgili kişiye cevap verilemediği yönünde savunmada bulunulduğunun görüldüğü, bu kapsamda veri sorumlusunun Kanun kapsamında kendisine yapılan başvurular ile ilgili olarak Kanunun 13 üncü maddesi ve Tebliğin 6 ncı maddesine uygun olarak hareket etmediği kanaatine varıldığı
  • Somut olayda, veri sorumlusu bünyesinde kayıt altına alınan kişisel verilerin yer aldığı ve doğumhane/bebek odasındaki hastaların bilgilerinin takip edildiği sisteme Kanuna aykırı olarak üçüncü kişiler tarafından erişim sağlandığı ve şikâyete konu olan ekran görüntüsünün çekildiği, 
  • Her ne kadar veri sorumlusu tarafından hasta bilgi gizliliği, hasta mahremiyeti, hasta dosyalarının gizliliği, hasta bilgilerinin paylaşılmaması, hastane dışına çıkarılmaması gerekliliği vb. konularda çalışanlara sürekli eğitimler verildiği ve sürece ilişkin yazılı kurumsal dokümanlar oluşturulduğu ifade edilse de söz konusu olayın meydana geldiği ve kişisel veri ihlaline neden olunduğu,
  • Veri sorumlusu hastane tarafından kişisel verilere hukuka aykırı erişimi önlemek adına alınan idari ve teknik tedbirlerin yetersiz kaldığı ve sonuç olarak şikâyetçinin velisi bulunduğu ilgili kişiye ait kişisel verilerin üçüncü kişilerce erişimine neden olunduğu

değerlendirmelerinden hareketle;

  • Şikâyete konu olan ekran görüntüsünün hastanenin veri kayıt sistemine ait ekrandan temin edildiği dikkate alındığında, bu konuda veri sorumlusu Hastanenin gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı; bu minvalde veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiği Kanunun 12 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına aykırı hareket ettiği değerlendirildiğinden, veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmasına,
  • Veri sorumlusu hastaneye çeşitli kanallardan birçok evrak geldiği ve evrak trafik yoğunluğu nedeniyle bir hata yaşandığı bu nedenle ilgili kişiye cevap verilemediği yönünde savunmada bulunulduğu görüldüğünden veri sorumlusunun Kanun kapsamında kendisine yapılan başvurularda Kanunun 13 üncü maddesi ve Tebliğin 6 ncı maddesine uygun olarak hareket etmesi yönünde uyarıda bulunulmasına, bu minvalde ilgili kişinin başvurusunda talep ettiği hususlara ilişkin olarak cevap verilmesi ve ilgili kişiye verilen cevaba dair Kurula bilgi verilmesi hususlarında veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir. 

4. Bir bankanın veri ihlal bildirimi hakkında 06/07/2021 tarihli ve 2021/670 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin söz konusu internet sitesi aracılığıyla iş başvurusunda bulunduğu, gerek sitede doldurduğu form aracılığıyla gerekse daha sonraki süreçlerde bankalarına yazılı olarak bildirdiği ve ilgili kişiyle gerçekleştirilen mülakatlar esnasında beyan ettiği kişisel verilerin, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 10 uncu maddesine uygun şekilde kendisine gerekli aydınlatmalar yapılarak işlendiği, 
  • Söz konusu kişisel verilerin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c), (e) ve (f) bentlerine dayanarak işlendiği,
  • Veri sorumlusu tarafından yapılan değerlendirmeler sonrasında ilgili kişinin iş başvurusunun kabul edilmemesinin akabinde; yukarıda sayılan amaçlarla işlenen kişisel verilerin, ilgili kişinin talebi üzerine Kanunun 7 nci maddesine uygun olarak işleme amacının ortadan kalkması sebebi ile silindiği ancak söz konusu kişisel verilerden yalnızca isim-soy isim ve kimlik numarası ile veri sorumlusunun başvuru değerlendirilmesine esas genel gerekçesinin muhafaza edildiği, bu verilerin muhafaza edilmesindeki amacın ise veri sorumlusuna iş başvurusunda bulunan kişilerin, reddedilen başvuru sonrasındaki dönemlerde yapacakları iş başvurularının değerlendirmesinde, önceki başvurusunun da dikkate alınabilmesi olduğu, zira bu şekilde sonraki başvurularda gerçeğe aykırı verilerle karşılaşmanın önüne geçilmesinin amaçlandığı ve bu saklama amacının ilgili kişinin Kanunun 11 inci maddesi uyarınca yaptığı başvurusunda ilgili kişiye iletildiği,
  • İlgili kişinin ikinci başvurusunda, isim-soy isim ve kimlik bilgisi verilerinin de silinmesini talep ettiğinin anlaşıldığı, ilgili kişinin kişisel verisi üzerindeki tasarruf yetkisinin öncelikli olduğu düşüncesinden hareketle ilgili kişinin isim-soy isim ve kimlik bilgilerinin de silinmesi kararının alındığı ve ilgili kişiye kişisel verilerinin ilk periyodik imha işleminde silineceği bilgisinin iletildiği
  • İlgili kişinin kendisine ait kişisel verilerin silinmesi hususunda veri sorumlusuna ilettiği talebin, karşılanmaması iddiasına ilişkin olarak veri sorumlusundan alınan cevabi yazıda ilgili kişiye ait kişisel verilerin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c), (e) ve (f) bentleri kapsamında, ilgili kişiye aydınlatma yapılması suretiyle işlendiği, söz konusu verilerin ilgili kişinin ilk başvurusu sonucu silindiği, ancak ad-soyad, kimlik bilgileri ve mülakata ilişkin değerlendirme notlarının veri sorumlusu tarafından muhafaza edilmeye devam edildiği, buradaki amacın ise veri sorumlusuna iş başvurusunda bulunan kişilerin, reddedilen başvurusu sonrasındaki dönemlerde yapacakları iş başvurularının değerlendirmesinde, önceki başvurusunun da dikkate alınabilmesi olduğu, bu verilerin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (f) bendinde yer aldığı üzere, veri sorumlusunun ‘‘meşru menfaati’’ çerçevesinde depolanmaya devam edileceğinin bildirildiği ancak ilgili kişinin bu durumu kabul etmeyerek tekrar başvuruda bulunduğu ve başvurusunda veri sorumlusu banka ile ilgili herhangi bir kariyer planı ve olası iş başvurusu olmayacağını belirterek bankada muhafaza edilen tüm kişisel verilerinin silinmesini talep ettiği, bu talebe karşılık olarak da veri sorumlusunca yapılan değerlendirmeler sonucu ilgili kişinin kendisine ait kişisel verileri üzerindeki tasarruf yetkisini önceleyerek ilgili kişiye ait tüm kişisel verilerin ilk periyodik imha sürecinde Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Kişisel verileri resen silme, yok etme veya anonim hale getirme süreleri” başlıklı 11 inci maddesi gereği ilk periyodik imha işleminde silineceği hususunu ilgili kişiye ve Kuruma beyan ettiği,
  • Ancak; ilgili kişinin Kuruma ilettiği şikayet ekinde de yer alan veri sorumlusuna yaptığı ilk müracaata istinaden veri sorumlusu banka tarafından verilen yanıtta yer alan ‘‘ilgili kişinin olası iş başvuruları adına kimlik bilgileri, ad, soyadı bilgilerinin bankanın meşru menfaati çerçevesinde saklanacağı’’ ifadesinde muğlaklık söz konusu olduğu, zira veri sorumlusunun Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (f) bendi kapsamında meşru menfaati çerçevesinde veri işlemesinin, veri sorumlusuna sınırsız bir alan tanımadığı,
  • Bu kapsamda, ilgili kişinin verilerinin tamamının silinmesi talebine karşın veri sorumlusunun bahse konu verileri ilk periyodik imhada dikkate alacağına yönelik açıklamasının veri sorumlusunun söz konusu menfaate ulaşılabilmesi bakımından kişisel veri işlenmesinin zorunluluk arz etmediğinin bir göstergesi olduğu, kişisel verinin işlenmesi sonucunda elde edilecek menfaat ile ilgili kişinin temel hak ve hürriyetlerinin yarışabilir düzeyde olmadığı, ilgili kişinin verilerinin saklanması hususunda veri sorumlusunun meşru menfaatinin açık ve belirli olmadığı, veri sorumlusunun işleme faaliyetinden sağlaması beklenen yararın kişisel veri işlenmeksizin başkaca bir yol ve yöntemle elde edilebileceği ve söz konusu veri işleme faaliyetinin çok sayıda kişiyi etkileyecek şekilde kurumsal bir fayda sağlamadığı değerlendirildiğinden söz konusu kişisel verilerin işlenmesinde veri sorumlusunun meşru menfaatinin ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine baskın gelmediği,
  • İş başvurusunun kabul edilmemesi ile birlikte Kanunun 5 inci maddesinde yer alan veri işleme şartlarından herhangi birinin devam etmediği göz önünde bulundurulduğunda her ne kadar veri sorumlusu tarafından Kişisel Verilerin Silinmesi Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmeliğinin 11 inci maddesi gereği ilk periyodik imha sürecinde imha talebinin yerine getirileceği bilgisi ilgili kişiye verilmiş olsa da verilerin imha talebinin ilgili kişi tarafından Kanunun 7 ve 11 inci maddesi kapsamında veri sorumlusuna yeniden iletildiği, söz konusu imha talebi göz önüne alındığında mezkur Yönetmeliğin 11 inci maddesi kapsamında veri sorumlusu tarafından hazırlanan imha politikasına dayanarak gerçekleştirilecek ‘‘resen’’ imha işleminin söz konusu olamayacağı, aksine aynı Yönetmeliğin 12 inci maddesi kapsamında ilgili kişinin talebi üzerinde imha işleminin gerçekleştirilmesinin gerektiği; bu itibarla da imha işleminin bu madde kapsamında ele alınması gerektiği

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin veri sorumlusuna yaptığı iş müracaatının olumsuz sonuçlanması üzerine veri sorumlusu tarafından işlenen kişisel verilerinin silinmesi talebinin veri sorumlusu tarafından önce kısmen kabul görerek ad, soyadı ve kimlik bilgilerinin işlenmesine devam edilmesi, sonrasında ise ilgili kişinin veri sorumlusuna aynı bağlamda yapılan ikinci başvurusu sonucunda yapılan değerlendirmede, söz konusu verilerin veri sorumlusunun imha politikası çerçevesinde gerçekleştirilecek ilk periyodik imha sürecinde imha edileceği kararının alındığının bildirilmesi dolayısıyla ilgili kişinin talebine karşın kişisel verilerinin Kişisel Verilerin Silinmesi Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 12 inci maddesi gereğince 30 gün içerisinde silinmemiş olmasının ve Kanunun 5 inci maddesinde yer alan herhangi bir işleme şartına dayanmaksızın ilgili kişinin kişisel verilerinin işlenmeye devam edilmesinin veri sorumlusunun Kanunun 12 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığını gösterdiği kanaatine varıldığından veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası uygulanmasına, 
  • İlgili kişinin kişisel verilerinin imha edilerek ilgili kişiye ve Kurula konu hakkında bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına, 
  • İş müracaatı olumsuz sonuçlanmış başka kişilerin bulunması durumunda onların da kişisel verilerinin Kanunun 7 nci maddesi hükümleri çerçevesinde imha edilmesi ve sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.

5. Bir hastanenin veri ihlal bildirimi hakkında 06/08/2021 tarihli ve 2021/761 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili sağlık mevzuatı incelendiğinde; 01.08.1998 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinin “Kayıtların İncelenmesi” başlıklı 16 ncı maddesinde “Hasta, sağlık durumu ile ilgili bilgiler bulunan dosyayı ve kayıtları doğrudan veya yetkili veya kanuni temsilcisi vasıtası ile inceleyebilir ve bir suretini alabilir. Bu kayıtlar, sadece hastanın tedavisi ile doğrudan ilgili olanlar tarafından görülebilir.” hükmü yer alırken yine aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesinde; “Sağlık hizmetinin verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler, kanun ile müsaade edilen haller dışında, hiçbir şekilde açıklanamaz. Kişinin rızasına dayansa bile, kişilik haklarından bütünüyle vazgeçilmesi, bu hakların başkalarına devri veya aşırı şekilde sınırlanması neticesini doğuran hallerde bilginin açıklanması, bunları açıklayanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi, personelin ve diğer kimselerin hukuki sorumluluğunu kaldırmaz. Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi, personelin ve diğer kimselerin hukuki ve cezai sorumluluğunu da gerektirir.” hükmüne yer verildiği,
  • Ayrıca, 21.06.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmeliğin çocukların sağlık verilerine erişim başlıklı 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Anne ve babanın boşanması halinde velayet hakkı üzerinde bırakılmayan taraf, çocuk ile velinin faydası gözetilmek suretiyle kişisel verilerin korunması mevzuatına uygun şekilde ve Genel Müdürlükçe belirlenen sınırlar çerçevesinde çocuğa ilişkin sağlık verilerine erişebilir.” hükmü yer alırken, aynı Yönetmeliğin Sağlık verilerine avukatların erişimi başlıklı 10 uncu maddesinde “Avukatlar, müvekkilinin sağlık verilerini genel vekaletname ile talep edemezler. Müvekkiline ait sağlık verilerinin avukata aktarılması için düzenlenmiş olan vekaletnamede, ilgili kişinin özel nitelikli kişisel verilerinin işlenmesi ve aktarılmasına ilişkin açık rızasını gösteren özel bir hüküm bulunması gerekir.” hükmüne yer verildiği,
  • Yine aynı Yönetmeliğin “Sağlık verilerine hasta yakınlarının erişimi” başlıklı 9 uncu maddesinin ilk fıkrasında kişisel sağlık verilerinin hasta yakınları ile paylaşımında 6698 sayılı Kanunun ilkelerine aykırılık teşkil etmeyecek şekilde, 01/08/1998 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinin 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasına uygun hareket edileceğinin belirtildiği, Hasta Hakları Yönetmeliğinin söz konusu fıkrasında ise hastanın kendisinin bilgilendirilmesinin esas olduğu, hastanın kendisi yerine bir başkasının bilgilendirilmesini talep etmesi halinde, bu talebin kişinin imzası ile yazılı olarak kayıt altına alınmak kaydıyla sadece bilgilendirilmesi istenilen kişilere bilgi verileceğinin hüküm altına alındığı,
  • Yine Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğünün güncellemiş olduğu “Bilgi Güvenliği Politikaları Kılavuzu”nun 41. sayfasında; “3.7.4.1. Kişisel sağlık kayıtlarının (tüm tetkik sonuçları, hasta dosyaları, barkodlar, gözlem formları vb.) özel nitelikli kişisel veri kategorisinde olduğu ve 6698 sayılı Kanun ile özel koruma uygulanması gerektiği her zaman dikkate alınır.” ifadesinin, 64. sayfasında “Özel nitelikli kişisel verilere (kişisel sağlık verileri) erişim için KVKK’nın 2018/10 sayılı kararında belirtilen teknik ve idari tedbirlerin alınmış olması gerekir.” ifadesinin, 122. sayfasında ise “9.9.25. KVKK’nın 2018/10 sayılı kararı uyarınca özel nitelikli kişisel verilerin işlendiği yazılımlarda; veriler üzerinde gerçekleştirilen tüm hareketlerin iz kayıtlarının bir başka ortamda güvenli olarak saklanması gerekmektedir.” ifadesinin yer aldığı,
  • Bununla birlikte, Kılavuzun çeşitli sayfalarında salt 2018/10 sayılı Karara atıfta bulunmanın yeterli olmadığı, söz konusu kararda da atıf yapılan Kişisel Veri Güvenliği Rehberinde, kişisel veri güvenliğinin sağlanması için veri sorumlusu tarafından işlenen tüm kişisel verilerin neler olduğunun, bu verilerin korunmasına ilişkin ortaya çıkabilecek risklerin gerçekleşme olasılığının ve gerçekleşmesi durumunda yol açabileceği kayıpların doğru bir şekilde belirlenerek buna uygun tedbirlerin alınmasının gerekmekte olduğu, risklerin tanımlanması ve önceliğin belirlenmesinden sonra risklerin azaltılması ya da ortadan kaldırılmasına yönelik teknik ve idari tedbirlerin planlanarak uygulamaya konulması gerektiğinin belirtildiği, 
  • Veri sorumlusu bünyesinde çalışanların kendilerine gelen özel nitelikli kişisel verilerin paylaşımı konulu bu tür talepler karşısında aksiyon alırken dikkatsizlik, dalgınlık veya tecrübesizlik gibi durumların önüne geçmek adına risklerin/tehditlerin henüz olaylar gerçekleşmeden önce değerlendirilerek takip edilmesi gereken sistemli, kuralları net bir şekilde belli, yönetilebilir ve sürdürülebilir ayrı bir politikanın belirlenmesi gerektiği,
  • Somut olayda doktorun ilgili kişi çocuğa muayene ve tedavi hizmeti verdiğinin epikriz formundan görüldüğü, ancak anılan doktorun ilgili kişiyi çocuk ve ergen psikiyatrisi olarak değil, çocuk hastalıkları kapsamında muayene ettiğinin görüldüğü,
  • Bu kapsamda, veri sorumlusu nezdinde görevli çocuk doktorunun söz konusu bilgileri kendi branşı dışında görüntülemiş ve çıktısını almak suretiyle üçüncü bir kişiyle, gerek vekâletnamede avukat ile özel nitelikli kişisel verilerin paylaşılabileceği yönünde özel bir hüküm bulunmaması gerekse de çocuğun geçici velayetinin o esnada annesinde bulunması bakımından Kanunun 8 nci maddesine aykırı bir şekilde paylaştığı, anılan doktorun söz konusu bilgi ve belgeleri paylaşımının hastanın muayene ve tedavisi amacıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmadığı, 
  • Bir diğer konu olarak hastanedeki tüm poliklinik hasta kayıt personelleri ve doktorların tüm hastaların dosyalarını görme yetkisine sahip olmasının veri işlemenin amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma ilkesine aykırı olduğu, kimin hangi veriyi görüntülediği noktasında log kaydı tutulmadığı için herhangi bir kontrolün de mümkün olmadığı bu bakımdan, hastanedeki tüm doktor ve hasta kayıt personellerinin tüm hasta kayıtlarına erişmesi yerine, hastaların muayene ve tedavisi ile ilgili olarak çalışan personelin ve doktorların söz konusu verilere erişmesinin uygun olabileceği, veri sorumlusunun kimlerin hasta verilerini görüntülenebileceğine dair yetki matrisini oluşturmak suretiyle olası hukuka aykırı veri işlemelerin önüne geçebileceği, bu kapsamda veri sorumlusu Sağlık Bakanlığının cevabi yazısında bahsetmiş olduğu, uzman doktorların sadece kendi üzerlerine kayıtlı hastalara hizmet vermedikleri, planlı veya ani gelişen durumlarda başka hastalara da hizmet verdikleri, sağlık hizmetlerinin yoğun ekip çalışması gerektirmesi ve aciliyet arz eden durumların da dikkate alınabileceği,
  • Ayrıca, hastanenin otomasyon sisteminden çıktı alma noktasında sadece belirli personele yetki verilmesinin güvenlik risklerini azaltacağı 

değerlendirmelerinden hareketle 

  • Veri sorumlusu Sağlık Bakanlığı bünyesindeki çalışanların tereddütte kalmadan takip edebilecekleri sistemli, kuralları net, yönetilebilir ve sürdürülebilir ayrı bir politika hazırlaması gerektiği hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
  • İdari bir tedbir olarak ilgili Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarının kişisel verilerin korunması uyum çalışmaları kapsamında eğitim alması, bu eğitimde özel nitelikli kişisel verilerle muhatap olan hastane personelinin kişisel verilerin işlenmesinde yetki kapsamlarına açıkça yer verilmesi ve alınan eğitim belgelerinin Kuruma sunulması hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
  • Kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması açısından teknik bir tedbir olarak hastane otomasyon sisteminin erişim loglarının görüntüleme işlemi de dâhil olmak üzere tutulmasını sağlamak için sistemin güncellenmesi ve Kuruma bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
  • Hastanedeki tüm doktor ve hasta kayıt personelinin tüm hasta kayıtlarına erişmesi yerine, yalnızca hastaların muayene ve tedavisi ile ilgili olarak çalışan personelin ve doktorların söz konusu verilere erişmesine dair yetki matrisinin net bir şekilde ortaya konulması hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
  • Hastane otomasyon sisteminden hasta kayıt örneklerinin çıktı alınması konusunda belirli prosedürlerin ve yetkili personelin belirlenmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına, bu çerçevede kişisel verilerin korunması hususunda verilen tüm talimatlara ilişkin yapılan işlemlerin sonucundan Kurula bilgi verilmesine,
  • Veri sorumlusu bünyesinde çalışan kişinin, ilgili kişinin çocuğuna ait özel nitelikli kişisel verileri ilgili avukata 6698 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde yer alan aktarım şartlarından herhangi birine dayanmadan aktardığı, bu çerçevede veri sorumlusu tarafından Kanunun 12 nci maddesi kapsamında gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmadığı kanaatine varıldığından, Kanunun 18 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca ilgili kamu kurum ve kuruluşundaki sorumlular hakkında disiplin hükümlerine göre işlem yapılmasına ve sonucundan Kurula bilgi verilmesine

karar verilmiştir.

6. Türkiye’deki akredite bir kuruluşun veri ihlal bildirimi hakkında 12/08/2021 tarihli ve 2021/799 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin Kuruma intikal ettirdiği şikâyet dilekçesinde özetle; uluslararası geçerliliği olan bir dil sınavı konusunda ilgili akredite kuruluşun düzenlemiş olduğu sınava girdiği, bu sınav öncesinde herhangi bir veri işleme şartına dayanmaksızın ilgili kişiye ait özel nitelikli kişisel verisi olan görsel kaydının (biyometrik fotoğraf) ve parmak izinin alındığı, giriş kaydının alternatif yollarla sağlanmasının mümkün olduğu, bu kapsamda bahsi geçen kuruluşa başvuruda bulunarak 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 11 inci maddesi kapsamındaki hakları ve kişisel verilerinin saklama süresi sona erince ne şekilde imha edildiği hakkında bilgi edinme talebinde bulunduğu, ancak başvurusunun haksız ve mesnetsiz gerekçelerle reddedildiği, kuruluşun söz konusu uluslararası dil sınavına ilişkin olarak Türkiye’deki süreçleri yürüten ve çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşların yetkilendirdiği bir tüzel kişilik olduğu, bu kapsamda sınava katılan adayların kişisel verilerinin yurt dışına aktarılmasının kaçınılmaz olduğu ancak aktarım hakkında bilgilendirilmediği, diğer taraftan iletişim bilgilerinin de reklam ve pazarlama amaçlı olarak açık rızası alınmaksızın ve aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmeksizin hukuka aykırı olarak işlendiği,
  • Türkiye’deki dil sınavlarında iştiraki olarak görev yapmakta olan şirketin ve yurt dışı merkezli şirketten alınan bilgi, belge ve beyanların değerlendirilmesi neticesinde, Türkiye’deki şirketin dil sınavının Türkiye’de uygulanmasında yetkili kılınan bir tedarikçi olduğu, sınavın uygulanmasına dair hizmet sözleşmesi kapsamında yurt dışı merkezli şirketin emir ve talimatlarıyla bağlı olduğu öte yandan adaylardan elektronik ortamda alınan kayıtların tutulduğu elektronik sistemin yurt dışındaki şirkete ait olduğu ve Türkiye’deki şirketin söz konusu sisteme erişim imkanı olmadığı, bu minvalde bahse konu sınav hizmetinin sağlanması noktasında adaylardan/ilgili kişiden edinilen sınava ilişkin genel nitelikteki kişisel verilerin işlenmesi noktasında veri işleyen sıfatını haiz olduğu,
  • Diğer taraftan, sınav güvenliğinin sağlanması noktasında adaylardan sınava giriş esnasında kimliklerinin doğrulanmasını teminen alınan parmak taraması uygulamasının Mart 2020’ye kadar Türkiye’de zorunlu olarak yapıldığı ancak bu tarihten itibaren parmak taramasına alternatif bir kimlik doğrulama sistemi sunulmasına yönelik test merkezlerine talimat verildiğinin beyan edilmesi ve şikâyete konu ilgili kişinin parmak tarama kayıtlarının 2018 yılında alındığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, somut olay açısından Türkiye’deki şirketin, yurt dışı merkezli şirketin emir ve talimatlarıyla hareket etmek zorunda olduğu, bununla birlikte her ne kadar Mart 2020 tarihinden itibaren ve günümüz itibariyle adaylara, verilerinin işlenmesi noktasında seçenek sunulması talimatının verildiği ifade edilse de şikâyet tarihi itibariyle parmak taraması alınması yönündeki kişisel veri işleme faaliyetinin zorunlu olarak yapıldığı anlaşıldığından, somut olay açısından Türkiye’deki iştirakin yine veri işleyen, yurt dışı merkezli şirketin ise veri sorumlusu olduğu,
  • İlgili kişinin Türkiye’deki şirkete yaptığı başvuruda ad-soyad bilgisini bir harf eksik olarak yanlış yazdığı ancak ilgili kişinin ad-soyad bilgisi kişi tarafından bir harf eksik olarak yazılmış olsa da kişinin kimliğinin teyit edilmesini sağlayacak T.C. kimlik numarasının tam olarak iletildiği diğer taraftan şirket ile yapılan yazışmalarda ilgili kişinin ad ve soyadının verilen cevap e-postalarında tam olarak görüntülenebildiği dolayısıyla söz konusu e-posta adresinin şirketin sisteminde kayıtlı olduğu anlaşılmış olduğundan bir harf sebebiyle ilgili kişinin başvurusunu reddetmesinin Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğin  6 ncı maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına uygun olmadığı,
  • Diğer taraftan, ilgili kişinin Kanunun 11 inci maddesi kapsamında bilgi edinmeye yönelik taleplerine, talebi olmayan bir içerikle Tebliğin 6 ncı maddesine uygun olmayacak bir şekilde cevap verildiği bu anlamda ilgili kişinin taleplerinin yanıtsız bırakıldığı, bununla birlikte ilgili kişinin başvurusunda yer alan taleplerini veri sorumlusu adına cevaplayabileceği dikkate alındığında veri işleyenin Kanun kapsamında kendisine yapılan başvurulara cevap verirken 6698 sayılı Kanun ve Tebliğin ilgili hükümlerine uyum konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermediği, 
  • Somut olayda, sınavın güvenirliliğinin ve güvenliğinin sağlanması noktasında 2020 Mart dönemi öncesinde, adaylardan parmak taramalarının alınmasında ilgili kişiden/adaylardan alternatif yollar yerine açık rızalarının alınması yoluna gidildiği dolayısıyla Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan “ölçülü olma” ilkesine aykırı davranıldığı, 
  • Türkiye’de adaylara alternatifin sunulmadığı bir dönemin bulunduğu anlaşıldığından şikâyete konu somut olay açısından 2018 yılındaki parmak tarama kayıtlarının işlenmesi noktasında hizmetin açık rıza şartına bağlandığı, bu kapsamda açık rızanın Kanunda sayılan unsurları taşımadığı ve dolayısıyla söz konusu işlemenin Kanunda yer alan işleme şartlarına dayanmadan gerçekleştirildiği
  • Taraflardan alınan savunma yazılarında ve internet sitelerinde yapılan incelemede kişisel verilerin yurt dışına aktarımına açık rıza verilmesi gerektiği, açık rıza verilmemesi halinde sınav hizmetinin ifa edilemeyeceği, hizmetin ifası için söz konusu kişisel verilerin test ortaklarına aktarılmasının zorunlu olduğunun beyan edildiği ancak  genel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi kapsamında bir sözleşmenin kurulması ve ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması sebebiyle alınması zorunlu bilgiler olduğu ve adayların açık rızasına tabi olmadığı bununla birlikte aktarımın adayların açık rızaları kapsamında yapıldığının anlaşıldığı, 
  • Ayrıca, gerek internet sitesinde gerekse sunulan bilgi ve belgelerde açık rızanın sadece yurt dışına aktarıma yönelik olarak alınmadığı, yurt dışına aktarıma ilişkin rızanın sınava ilişkin diğer koşulların da yer aldığı “şartlar ve koşullar” metnine istinaden hizmetten faydalanmanın şartı olarak alındığı, somut olaya konu olan ilgili kişinin onayının da aynı şekilde alındığı ancak aradan geçen 3 yıllık süre ve Türkiye’deki şirketin adaylara ilişkin elektronik kayıtların tutulduğu söz konusu sisteme erişim imkanının bulunmaması sebebiyle ilgili belgeye erişemediği ve yurt dışı ile yürütülen görüşmeler neticesinde ilgili kişiye ait bahse konu kayıtların imha politikasına uygun  şekilde yok edildiği bilgisini aldığı,
  • Bu itibarla, hizmetin ifası kapsamında zorunlu olarak alınması gereken genel nitelikteki kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasında açık rızanın sınava ilişkin şartlar ve koşulların yer aldığı metinler aracılığıyla genel olarak alınmasının açık rızayı sakatlayacağı dikkate alındığında; yurt dışına aktarımın Kanunun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince açık rıza kapsamında yapılmaya devam edilmesinin tercih edilmesi halinde açık rızanın Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan unsurlar ve Aydınlatma Tebliğinde yer verilen hükümler dikkate alınmak şartıyla yurt dışına aktarım özelinde münferiden alınması gerektiği ya da açık rıza almak yerine Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması” kapsamında yurt dışına aktarılmak istenmesinin tercih edilmesi halinde ise Kanunun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına uygun bir taahhütnamenin hazırlanarak Kurulun onayına sunulması gerektiği,
  • İlgili kişinin Türkiye’deki şirketin sisteminde kayıtlı olduğu ve ilgili kişinin kimliğinin tespit edilebileceği anlaşılmış olduğundan bir harf sebebiyle “…başvurucu ismi kayıtlarımızda bulunamamıştır…” şeklinde ilgili kişiye cevap verilmesinin Tebliğin 6 ncı maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına uygun olarak değerlendirilmemesi sebebiyle Kanun kapsamında kendisine yapılan başvurulara cevap verirken 6698 sayılı Kanun ve Tebliğin ilgili hükümlerine uyum konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği konusunda uyarılmasının, 
  • Diğer taraftan ilgili kişinin taleplerinin Türkiye’deki şirket tarafından yanıtsız bırakıldığı göz önüne alındığında ise ilgili kişinin başvurusunda yer alan taleplerini veri işleyenin veri sorumlusu adına cevaplayabileceği dikkate alındığında, veri işleyenin bu talepleri detaylı şekilde yanıtlaması ve sonucundan Kurula bilgi vermesi gerektiği yönünde talimatlandırılmasına, 
  • Sınava girişlerde parmak taraması kayıtlarının alınması uygulamasına ilişkin veri sorumlusu tarafından test merkezlerine, sınava girenlerin kimliklerini kontrol etmeye dayalı bir alternatif sağlanması gerektiğini belirtir talimat verildiğinin belirtildiği, Türkiye’de adaylara alternatifin sunulmadığı bir dönemin bulunduğu zira bu uygulamanın Türkiye’de Mart 2020’den itibaren değiştirildiği ve parmak taramasına alternatif bir kimlik doğrulama sisteminin sunulduğunun beyan edildiği, şikâyete konu somut olay açısından ise 2018 yılındaki parmak tarama kayıtlarının işlenmesi noktasında hizmetin açık rıza şartına bağlandığı, bu kapsamda açık rızanın Kanunda sayılan unsurları taşımadığı ve dolayısıyla söz konusu işlemenin Kanunda yer alan işleme şartlarına dayanmadan gerçekleştirildiği dikkate alındığında Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında sayılan tedbirlerin alınmadığı kanaatine varıldığından, yurt dışı merkezli veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmasına,
  • Türkiye’de sınava girişte kimlik doğrulaması amacıyla adaylardan parmak taraması kaydı alınması uygulamasına alternatif bir kimlik doğrulama sisteminin kullanılması, bu kapsamda veri işleyen başta olmak üzere Türkiye’deki yetkili test merkezlerinin bu sisteme uymasının sağlanması ve sonucundan Kurula bilgi verilmesi gerektiği yönünde veri sorumlusunun talimatlandırılmasına,
  • İlgili kişinin şikayet dilekçesinde Kurula ilettiği “reklam, pazarlama ve tanıtım amaçlı maillerin geldiği, bu işleme faaliyetine rıza vermediği ve söz konusu işleme faaliyeti konusunda aydınlatılmadığı” iddialarına ilişkin veri sorumlusuna başvuruda bulunmamış olmasının Kanunda yer verilen usul şartlarına uygun olmadığının değerlendirilmesi sebebiyle, veri sorumlusunu muhatap başvurusunda talep etmediği, ancak Kurula yaptığı başvuruda talep ettiği konuların inceleme sürecine dahil edilmediği hususlarında ilgili kişiye bilgi verilmesine

karar verilmiştir.

7. Bir websitesi sahibi şirketin veri ihlal bildirimi hakkında 26/08/2021 tarihli ve 2021/847 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin Kuruma intikal eden şikâyetinde özetle; bir şirkete ait web sitesi üzerinden daha önce kullandığı ancak şu anda kullanmadığı adres bilgilerinin silinmesini talep ettiği ancak bu yöndeki talebinin iki kez reddedildiği ve silme işleminin gerçekleştirilmeyeceğinin bildirildiği beyan ve iddiaları ile veri sorumlusu hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması talep edildiği,
  • Veri sorumlusu tarafından ise faturanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenen satış sözleşmesine ilişkin bir sürecin parçası olduğu; satış sözleşmesine aykırı davranışlardan ve sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan anlaşmazlıklara on yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanacağı, fatura üzerindeki kişisel verilerin, Kanunun 5 inci maddesindeki kişisel veri işleme şartlarından olan “Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.” veri işleme şartı kapsamında değerlendirildiği,
  • Bu kapsamda, adres bilgisinin hem fatura belgesi hem de satış sözleşmesinde olduğu gibi birden fazla amaca ve hukuki sebebe dayanarak işlenebileceği, farklı veri işleme faaliyetlerindeki aynı kişisel veriler için öngörülen saklama sürelerinin farklı olabileceği, bu doğrultuda, ilgili kişinin fatura belgeleri ve dolaylı olarak üzerinde yer alan adres bilgilerinin işlenmesi için geçerli bir işleme amacı ve hukuki gerekçenin bulunduğu, ayrıca veri sorumlusu tarafından belirlenen on yıllık saklama süresinin Türk Borçlar Kanununun 146 ncı maddesinde yer alan “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmü uyarınca mevzuatta öngörülen en uzun süreye uygun olarak belirlendiği, bu kapsamda veri sorumlusunun yazısı ekinde yer alan dokümanlar incelendiğinde ilgili kişiye ait 2012, 2016, 2018 ve 2021 tarihli fatura belgelerinin bulunduğunun görüldüğü, her bir fatura belgesi tarihinin ayrı olarak değerlendirilmesi sonucunda fatura belgeleri ve dolaylı olarak adres bilgileri için veri sorumlusu tarafından belirlenen saklama süresinin henüz tamamlanmadığının anlaşıldığı, 
  • Bununla birlikte, ilgili kişinin bireysel hesabının ekran görüntüsü incelendiğinde; “Profil Bilgilerim” sayfasının “Fatura Adres Bilgilerim” başlığı altında varsayılan adres olarak bir adresin seçilebildiği ve adres üzerinde “Düzenle” ve “Sil” olmak üzere iki seçeneğin yer aldığı, “Diğer Kayıtlı Adresler” başlığı altında ise adresler üzerinde “Varsayılan Yap”, “Düzenle” ve “Sil” şeklindeki seçeneklerin yer aldığının görüldüğü, ancak, veri sorumlusunca söz konusu seçeneklerin yer almasına rağmen fatura adresi olarak kullanılmış adres bilgilerinin fatura belgeleri ile ilişkilendirilmesi sebebiyle ilgili kişinin hesabında “Profil Bilgileri” altında belirlenen saklama süresi boyunca yer almaya devam edeceği ve üzerinde bir işlem yapılamayacağının belirtildiği,
  • Satış sözleşmesi kapsamındaki anlaşmazlıklara yönelik fatura belgelerinin saklanması ile söz konusu fatura adresi bilgilerinin ilgili kişinin bireysel hesabında da saklanmasının iki farklı veri işleme faaliyeti olduğu, veri sorumlusu tarafından belirtilen saklama süresinin ilgili kişiye ait fatura belgeleri veya satış sözleşmesinin saklanması için geçerli olduğu, bununla birlikte kullanıcıların bireysel hesaplarına kaydettikleri adres bilgileri üzerinde silme, güncelleme gibi çeşitli düzenlemeleri yapma hakkına sahip olduğu ve bu alanda güncel olan adres bilgilerinin yer almasının ilgili kişinin sorumluluğunda olduğu,
  • Ancak veri sorumlusunun da verilerin doğru ve güncel olmasını sağlayabilecek imkânları ilgili kişilere sağlaması gerektiği, güncel olmayan adres bilgilerinin bireysel hesap üzerinde de saklanması ve fatura adresi olarak kullanılmaları gerekçesiyle bu adres bilgileri üzerinde herhangi bir işlem yapılamamasının Kanunun 4 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca kişisel verilerin doğru ve gerektiğinde güncel olma ilkesine aykırılık teşkil ettiği 

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin fatura belgelerinin veri sorumlusunun Türk Borçlar Kanunundan kaynaklanan yükümlülükleri kapsamında on yıl saklanabileceği, bununla birlikte bireysel hesap üzerinde güncel adres bilgilerinin bulunması gereken alanda hâlihazırda kullanılmayan adres bilgilerinin de yer aldığı ve bu adres bilgileri üzerinde ilgili kişiler tarafından herhangi bir işlem yapılamadığı dikkate alındığında Kanunun 4 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan kişisel verilerin “doğru ve gerektiğinde güncel olma” ilkesinin yerine getirilebilmesi ve bu kapsamda kişisel verilerin güncellenmesine/imha edilmesine ve güncel olmayan kişisel verilerin ilgili kişilere gösterilmemesine imkân sağlayacak kanalların oluşturulması ile imha edilen/edilmesi istenen kişisel verilerin saklama amacı dışında kullanılmamasına ilişkin gerekli tedbirlerin alınması ve sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına 

karar verilmiştir.

8. Bir telekomünikasyon şirketinin veri ihlal bildirimi hakkında 26/08/2021 tarihli ve 2021/850 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Kuruma intikal eden ihbarda özetle, şikayetçinin ablası adına kayıtlı hattın taşıma işlemi için bir telekomünikasyon şirketinin bayisine uğradığı, ablasının kimliğinin bayide çalışan bir şahsa ait olan telefon ile fotoğraflandığı, çalışanların fotoğrafı şirketlerine ait bir uygulama üzerinden sisteme yüklediklerini ifade ettikleri, bu uygulamanın şahsî telefonlar üzerinden kullanılmasının, daha sonra işten ayrılan bir şahsın elinde birçok bilginin olmasına sebep olabileceği ve kötü niyetli işlemler yapılabilme riski taşıdığı, telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren bir diğer firmanın, benzer bir uygulamayı kurumsal olarak tanımlanmış, IP adresi belirlenmiş, güvenli ve takip edilebilir bir cihazla yaptığı, şikayetçinin bu hususta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) başvurduğu ve şikayete konu şirketin verdiği yanıtta “…..2018 tarihi itibariyle Kimliklerin Dijital Ortama Aktarılması projesini devreye aldığı, bu proje ile kimliklerin dijital ortama aktarılması işleminin gerçekleştirildiği, bu uygulamanın yalnızca mobil cihazlarda çalıştığı, her personelin kendi telefonu üzerinden kendi kullanıcı kodu ve şifresi ile bu sisteme girerek kimliği tarama işlemini gerçekleştirdiği, ancak kimliklerin telefonda saklanması, depolanması ve üçüncü kişilerle paylaşılması durumunun söz konusu olmadığı” ifadelerine yer verildiği, fakat ihbar sahibinin bu durumda dahi müşterilerin kimlik bilgilerinin, veri kurtarma bilişimi sebebiyle tehdit altında bulunduğunu düşündüğü ifade edilerek, konu hakkında gerekli incelemenin yürütülmesinin talep edildiği,
  • İhbar sahibinin veri sorumlusu bünyesinde çalışan personellerin abonelik veya numara taşıma işlemleri sırasında müşterinin kimlik belgesinin fotoğrafını kendi şahsî cep telefonlarıyla çektiklerini ifade ederek, bu durumun veri güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü iddia ettiği, veri sorumlusunun da bu metodu kullandığını doğruladığı fakat veri sorumlusunun; söz konusu kimlik bilgilerinin, konuyla ilgili mevzuattan kaynaklanan yasal zorunluluk gereği alınıp elektronik ortama aktarıldığını, bu aktarım işlemini gerçekleştiren uygulamayla ilgili her türlü teknik ve idarî tedbirin alındığını, müşteri kimlik bilgilerinin asla şahsî telefonlarda depolanmadığı ve uygulamadaki tedbirler sayesinde veri sorumlusunun çalışanlarının çekilen kimlik fotoğraflarına tekrar erişemediği hususlarını ifade ederek, bu verileri işlemenin yasal ve güvenli olduğunu savunduğu,
  • Veri sorumlusunun, ilgili verileri, Kanunun “Kişisel verilerin işlenme şartları” başlığını haiz 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan (a), (c) ve (ç) bentlerinde ifade edilen; “Kanunlarda açıkça öngörülmesi”, “Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” ve “Veri sorumlusunun hukukî yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” şartlarına dayanarak işlediği ve bu yönden ilgili veri işleme faaliyetlerinin hukuka uygun olduğu,
  • Öte yandan veri sorumlusunun, müşterilere ait kimlik belgelerinin üzerinden temin edildiği uygulamanın çalışmasına dair makul teknik tedbirleri aldığı ve bunun yanı sıra bahse konu uygulamayı kullanan personele yönelik de gizlilik taahhütnameleri imzalatmak, eğitim vermek, farkındalık duyuruları yayınlamak gibi idarî tedbirlere de başvurduğu, bu kapsamda veri sorumlusunun, Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiği,

değerlendirmeleriyle
 

  • Numara taşıma işlemi sırasında ilgili kişilerin kimlik fotokopilerinin alınmasının mevzuatta öngörülmüş olması sebebiyle bahse konu durumun Kanuna ve ilgili mevzuata aykırılık teşkil etmediğine,
  • Veri sorumlusu tarafından uygulamanın çalışmasına ilişkin alınmış olan teknik ve idarî tedbirlerin makul olduğu değerlendirildiğinden somut hadisede Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı bir husus bulunamadığına, 
  • Bununla birlikte, Kanunun 4 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrası çerçevesinde, kişisel verilerin işlenmesindeki genel ilkelere uyum sağlanması noktasında veri sorumlusunun personelin şahsî cihazlarından ziyade bayilere tanımlanmış, düzenli olarak denetlenen ve takibi yapılan kurumsal cihazlar vasıtasıyla iş ve işlemlerinin yürütülmesi usulünün hızlandırılması hususunda talimatlandırılmasına,
  • Öte yandan Kanunun 10 uncu maddesinde düzenlenen aydınlatma yükümlülüğünün gereklerinin yerine getirilmesini teminen bayilerde numara taşıma işlemi yapan ilgili kişilere kurumsal bir uygulama üzerinden kimlik fotokopilerinin kayıt edildiğine dair aydınlatmanın yapılması hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.

9. Bir internet hizmeti veren şirketin yetkilisinin veri ihlal bildirimi hakkında 26/08/2021 tarihli ve 2021/859 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin Kuruma intikal eden şikâyetinde özetle, internet hizmeti alımı talebini karşılamak amacıyla evine gelen internet hizmeti sağlayan şirket yetkilileri tarafından kimlik bilgilerinin sözleşme üzerine yazılmasına rağmen ayrıca kimlik fotoğrafının da çekilmesinin istendiği, kendisinin kimlik üzerine “Müstenidattır” yazısı ekleyerek fotoğraf çekmelerini istediyse de bunun firma tarafından kabul edilmediğinin ifade edildiği, bunun üzerine hizmet alımını reddetmesi sebebiyle yetkililerin evden ayrıldığı, ardından veri sorumlusundan kimlik bilgilerinin silinmesini talep ettiği, ancak talebinin şirketin daha sonraki olası işlemlerde kendisini hatırlaması amacıyla saklandığı hususları ifade edildiği,
  • Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan hüküm uyarınca veri sorumlusu tarafından abonelik sözleşmesinin tesisi için gerekli kimlik belgelerinin asılları üzerinden elektronik ortama aktarılmasının zorunlu olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla ilgili kişilerin kimlik belgesinin fotoğrafının çekilmesi yönündeki kişisel veri işleme faaliyetinin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (ç) bendinde yer alan “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” hükmü temelinde gerçekleştirildiği, bu anlamda söz konusu kişisel veri işleme faaliyetinde Kanuna aykırılık unsuru bulunmadığı, 
  • Somut olayda ise, veri sorumlusundan alınan cevap yazısında ilgili kişinin kimlik fotoğrafının çekilmediği ve yalnızca kimlik bilgilerinin ilgili kişi ile abonelik sözleşmesi yapılması için o aşamada işlendiğinin belirtildiği göz önünde bulundurulduğunda söz konusu kimlik bilgilerinin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” hükmü uyarınca işlendiğinin anlaşıldığı, 
  • Bununla birlikte ilgili kişinin sonraki aşamada sözleşme yapmaktan vazgeçmesi üzerine bilgilerinin silinmesini talep ettiği, veri sorumlusu tarafından ise ilgili kişinin tüketici sıfatını kazanması nedeniyle veri sorumlusu bünyesinde kişinin kimlik teyidinin yapılması adına asgari düzeyde kimlik bilgilerinin işlenmesinin söz konusu şikayet süreçlerinin sağlıklı yürütülmesi ve şikayete ilişkin ilgili mercilere yanıt verilmesi adına işlenmeye devam edildiğinin beyan edildiği,
  • Her ne kadar sözleşme taraflar arasında kurulmamış olsa dahi kişinin tüketici sıfatını kazanması nedeniyle şirket hakkında çeşitli mecralarda ileri sürebileceği şikayetlerin söz konusu olabileceği, bu anlamda veri sorumlusunun kendini savunma hakkının gündeme geldiği, Anayasanın 36 ncı maddesinde adil yargılanma hakkının; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olması şeklinde düzenlendiği, savunma hakkının, suç islediği iddia edilen kişinin, devlet ya da bireyler tarafından kendi varlığına yöneltilen eylem ve işlemlere karşı kendisini korumak için yasal yollara başvurması veya yasal imkanlardan faydalanması olarak tanımlandığı,
  • Bu kapsamda, ilgili kişinin talebi üzerine, veri sorumlusu şirket ile hizmet sözleşmesi kurulmasını teminen ilgili kişinin kimlik verilerinin işlendiği ancak ilgili kişi tarafından sonradan sözleşme kurulmasından vazgeçilmesi sebebiyle, Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” işleme şartının ortadan kalktığı,  bunun yanı sıra şikayet süreçlerinin sağlıklı yürütülmesi adına kimlik bilgilerinin işlendiği ve ilgili kişinin veri sorumlusu hakkında muhtelif mercilere yapabileceği şikayetler kapsamında savunma hakkının gereği gibi sağlanabilmesini teminen asgari düzeydeki kimlik bilgilerinin işlenmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde yer alan “bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlenmesinin zorunlu olması” hükmü uyarınca veri sorumlusu tarafından ilgili kişiye ait asgari düzeyde kimlik verisinin işlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak söz konusu verilerin amaçla bağlantılı olarak asgari süreyle sınırlı olarak saklanması ve amacı dışında kullanılmaması ile veri sorumlusu tarafından sözleşme vasıtasıyla işlenen kişinin diğer verilerinin ise imha politikasına uygun bir şekilde imha edilmesinin önem arz ettiği

değerlendirmelerinden hareketle,

  • İlgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu şirket ile hizmet sözleşmesi kurulmasını teminen ilgili kişinin kimlik verilerinin işlendiği ancak ilgili kişi tarafından sonradan sözleşme kurulmasından vazgeçilmesi sebebiyle verilerin silinmesi talebinde bulunulduğu, ancak ilgili kişinin veri sorumlusu hakkında muhtelif mercilere yapabileceği şikayetler kapsamında sınırlı düzeyde kişisel verilerinin işlenmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde yer alan “bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlenmesinin zorunlu olması” hükmü uyarınca veri sorumlusu tarafından ilgili kişiye ait asgari düzeyde kimlik verisinin işlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığına, ancak söz konusu verilerin amaçla bağlantılı olarak asgari süreyle sınırlı olarak saklanması ve amacı dışında kullanılmaması ile veri sorumlusu tarafından sözleşme vasıtasıyla işlenen kişinin diğer verilerinin ise imha politikasına uygun bir şekilde imha edilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.

10. Bir spor tesisinin veri ihlal bildirimi hakkında 03/09/2021 tarihli ve 2021/889 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • İlgili kişinin Kuruma intikal eden ihbar başvurusunda özetle; Türkiye genelinde halı saha işletmeciliği alanında faaliyet gösteren veri sorumlusunun, spor tesislerinde görüntü kaydı yapmakta olduğu, ancak görüntü kaydının tesislerde spor yapanların rızaları alınmaksızın yapıldığı, bu nedenle söz konusu faaliyetin yasalara açıkça aykırılık teşkil ettiği, kayıtların veri sorumlusunun internet platformunda da yayınlandığı, bu uygulamanın kişilerin mahrem hayatını ihlal ettiği belirtilerek Kurum tarafından 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gereğinin yapılması talep ettiği,
  • Öte yandan Kanun çerçevesinde açık rızanın, kişinin sahip olduğu verinin işlenmesine, kendi isteği ile ya da karşı taraftan gelen istek üzerine, onay vermesi anlamını taşıdığı, açık rızanın bu anlamda, rıza veren kişinin “olumlu irade beyanı”nı içermesi gerektiği, diğer mevzuattaki düzenlemeler saklı kalmak üzere, açık rızanın alınmasının şekil şartına bağlı olmadığı, açık rızanın elektronik ortam ve çağrı merkezi gibi yollarla alınmasının da mümkün olduğu, ancak burada ispat yükümlülüğünün veri sorumlusuna ait olduğu, 
  • Somut olayda veri sorumlusu tarafından; kayıtların alınabilmesi ve ilgili spor etkinliği saatinde tesiste olacak herkesten açık rıza alınabilmesi için açık rıza formlarının hazırlanarak pilot tesislerde uygulanmaya başlandığının ifade edildiği, söz konusu ifadeden, anılan uygulamanın yakın zamanda hayata geçirilmeye başlandığı ve henüz tüm üye tesislerde uygulanmadığı, somut başvuru tarihinde de aynı şekilde bu tip bir uygulamanın henüz hayata geçirilmemiş olduğunun anlaşıldığı,
  • Bu hususa paralel şekilde, somut olay tarihinde ilgili kişilerden açık rıza alındığına ilişkin veri sorumlusu tarafından herhangi bir tevsik edici bilgi veya belgeye cevabi yazı ekinde yer verilmediğinin görüldüğü,
  • Veri sorumlusu tarafından kayıtlarının düşük kalitede olması nedeniyle kişilerin kimliklerinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiş olmakla birlikte, somut olayda veri sorumlusuna ait internet sitesinde yayınlanan kayıtlar incelendiğinde, kayıtlarda görüntüleri yer alan kişilerin fiziksel, fizyolojik veya davranışsal özelliklerine ilişkin verilerinin, bu bireylerin özgün bir şekilde teşhis edilmesini sağlayabilecek nitelikte oldukları 

değerlendirmeleriyle,
    

  • İlgili kişinin kişisel verisi olan görüntüsünün Kanunda yer alan herhangi bir kişisel veri işleme şartına dayanmaksızın veri sorumlusu tarafından işlendiği dikkate alındığından veri sorumlusunun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı sonucuna varılması nedeniyle, veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası uygulanmasına,
  • Öte yandan, söz konusu veri işleme faaliyetinin ancak ilgili kişilerin açık rızası kapsamında gerçekleştirilebileceği dikkate alındığında, bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılarak sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.

11. Bir avukatın veri ihlal bildirimi hakkında 09/09/2021 tarihli ve 2021/909 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Müvekkilinin şikâyet sahibi ilgili kişinin kardeşinden alacaklı olduğu; borçlu hakkında İcra Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay tazyik hapsine karar verildiği; 
  • Borçlunun ikamet adresinin bulunamadığı; yapılan UYAP sorgularında MERNİS adresinin “bilinmiyor” olduğu; dolayısıyla müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacıyla ne bir haciz yapılabildiği ne de bir tebligat gönderilebildiği;
  • İlgili kişinin kimlik bilgilerini, alacağını hiçbir şekilde tahsil edemeyen müvekkilinin kendisine verdiği; kendisinin de bu bilgileri İcra Müdürlüğünün dosyasına sunarak İİK’nın 89 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında Birinci Haciz İhbarnamesi gönderilmesini talep ettiği; 
  • İcra Müdürlüğünün devletin resmi bir kurumu olduğu, alacaklının veya vekilinin, haczi üçüncü kişilere bildirmek maksadıyla herkese İİK’nın 89 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep etme hakkı olduğu; 
  • Avukatların, mesleğin gereği olarak, müvekkillerine ve hatta davanın muhatabı olan karşı tarafa ait bir takım kişisel verilere erişmesinin ve bu verileri yargı nezdinde kullanmasının doğal olduğu; 
  • İİK’nın 89 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası hükmü gereği takibin kesinleşmesi üzerine ve alacaklının talebi ile icra dairesinin, borçlunun üçüncü kişideki alacağının haczine karar vererek, haciz tutanağı düzenleyeceği ve bu haczi üçüncü kişiye bir haciz ihbarnamesi göndermek suretiyle bildireceği; bu ihbarnameye birinci haciz ihbarnamesi dendiği; 
  • Kanunun alacaklıya veya vekiline sağlamış olduğu yasal hakkı kullanarak üçüncü kişi olan ilgili kişiye İİK’nin 89 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası çerçevesinde haciz ihbarnamesi gönderilmesinde hiçbir hukuka aykırılığın söz konusu olmadığı; gönderilebilmesi için üçüncü kişinin adresi ve kimlik bilgisinin olması gerektiğinin ilgili Yönetmelikte de belirtildiği  
  • İİK’nin 89 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının tahsili amacıyla alacaklı tarafından bildirilen gerçek veya tüzel kişilere İcra Müdürlüklerince birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinin alacaklı ile vekili arasındaki vekalet ilişkisi gereğince veri sorumlusu avukatın, müvekkili adına ilgili kişinin kişisel verilerini icra dairesine sunmak suretiyle gerçekleştirdiği bu kapsamda söz konusu veri işleme faaliyetinin hem Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “Kanunlarda açıkça öngörülmesi” hükmüne hem de (e) bendinde yer alan “Bir hakkın tesisi, kullanılması, korunması için veri işlemenin zorunlu olması” hükmüne dayandığı

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin kişisel verilerinin veri sorumlusu avukat tarafından icra dairesiyle izinsiz paylaşılması hususuna ilişkin olarak; İcra ve İflas Kanununun 89 uncu maddesi kapsamında borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının tahsili amacıyla alacaklı tarafından bildirilen gerçek veya tüzel kişilere İcra Müdürlüklerince birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle alacaklı ve vekili arasındaki vekâlet ilişkisi gereğince alacaklı adına İcra Müdürlükleri nezdinde ilgili kişinin kişisel verilerinin işlenmesinin Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) ve (e) bentlerinde yer alan ‘Kanunlarda açıkça öngörülme’ ve ‘Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması’ şartına dayanarak gerçekleştirildiği, bu çerçevede ilgili şikayete ilişkin olarak Kanun kapsamında tesis edilebilecek bir işlem bulunmadığına,
  • Öte yandan ilgili kişinin, kişisel verilerinin alacaklı tarafından hukuka aykırı ele geçirilmiş olduğu yönünde bir düşüncesi varsa bunu alacaklı bakımından Türk Ceza Kanunu hükümleri kapsamında yargıya intikal ettirebileceğinin hatırlatılmasına,
  • Bunun yanı sıra veri sorumlusu avukatın kendisine yapılan başvuruya süresi içinde cevap vermediği anlaşıldığından ilgili kişilerin kişisel verilerine ilişkin Kanunun 11 inci maddesi kapsamına giren taleplerine yine Kanunun 13 üncü maddesi gereğince süresi içinde cevap verilmesi gerektiğinin veri sorumlusuna hatırlatılmasına

karar verilmiştir.

12. Bir veri sorumlusunun veri ihlal bildirimi hakkında 16/09/2021 tarihli ve 2021/925 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Veri sorumlusu tarafından yazı ekinde gönderilen dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde;  ilgili İş Mahkemesine sunulmak üzere hazırlanan dilekçede sendikal sürece ve işveren ile işçiler arasında mevcut olduğu iddia edilen anlaşmazlıklara yer verildiği, ilgili kişinin sadece ad ve soyadının sendikadan istifa eden işçilerden biri olarak açıkça yazıldığı, ilgili kişi dışında farklı işçilerin ad ve soyadlarının da ilgili dava dilekçesinde yer aldığı ve söz konusu durumun tespiti amacıyla sendikadan istifa beyanlarının celbinin talep edildiğinin görüldüğü,
  • Öncelikle işçi sendikalarının işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan örgütler olduğu ve bir sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalayabilmesi için 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereğince işkolu ve işyeri barajlarını geçmesi gerektiği, sendika özgürlüğünün, mevzuatımızda Anayasanın 51 inci ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 23 ila 25 inci maddeleri arasında yer alan düzenlemeler ile güvence altına alındığı, kişinin dilediği sendikaya üye olması veyahut üye olmaması, sendikal faaliyette bulunması veya sendika kurması gibi özgürlüklerin sendika özgürlüğü kapsamında olduğu,
  • Somut olayda konu edilen sendikal feshin ise, işçilerin bir sendikaya üye olmaları veya tam tersi işverenin istediği bir sendikaya üye olmamaları nedeniyle ya da sendikal faaliyetlere katılmaları nedeniyle işten çıkarılmalarını ifade ettiği, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 25 inci maddesinin, bu nedene dayalı olarak yapılacak fesihleri açık bir şekilde yasakladığı ancak yasağa rağmen yapılması halinde, iş sözleşmesi sendikal nedenle feshedilen kişinin dava açması gerektiği, açılan davada iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle feshedildiğinin işçi tarafından ispat edilmesinin beklendiği,
  • Şikâyete konu somut olayda, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini iddia eden bir işçi hakkında veri sorumlusu avukat tarafından açılan işe iade davasında ilgili kişinin ad soyadının ve sendikalı olduğu bilgisinin paylaşılmasının; somut olayın başka bir işçi lehine açılmış bir işe iade davası olması ve davanın sendikal faaliyet üzerine kurulmuş olması, ayrıca bu husustaki ispat külfetinin veri sorumlusu avukata ait olduğu davada, aynı işyerinde çalışan ilgili kişinin sendikalılıktan ayrılmış olma bilgisinin dosyayla ilgili olması sebebiyle Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinde yer alan hüküm ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 uncu maddesi uyarınca işe iade dava dilekçesinde kullanmasının Kanunun 6 ncı maddesine aykırılık teşkil etmediği 

değerlendirmelerinden hareketle;

  • Şikayet dilekçesinde yer verilen iddiaların Kanuna aykırılık teşkil etmediği sonucuna  varıldığından bu hususta 6698 sayılı Kanun kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığına

karar verilmiştir.

13. Bir veri sorumlusunun veri ihlal bildirimi hakkında 30/09/2021 tarihli ve 2021/989 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Kısıtlının (ilgili kişi) vasisinin Kuruma intikal eden şikâyetinde özetle;  bir veri sorumlusu bünyesinde yer alan internet sitesinin haber içeriğinde kullanılan fotoğrafın ilgili kişi olan oğluna ait olduğu,  ilgili görselin kullanılmasında açık rızasının bulunmadığı, ilgili kişinin haber içeriğinde beyan edildiği gibi evlat edinilen bir mahkûmun çocuğu olmadığı, gerçek dışı haber içeriği sonucu mağduriyet yaşadığı ve ilgili kişinin kişilik haklarının ihlal edildiği, bu konunun öğrenilmesi neticesinde suça  konu haberi yayınlayan veri sorumlusuna başvuru yapıldığı, veri sorumlusu tarafından fotoğrafın kaldırıldığı taraflarına e-posta ile bildirilse de sadece  bir URL’deki fotoğrafın kaldırıldığı, diğer URL’lerin tamamında fotoğrafa ulaşımın hâlâ sağlandığı ve mağduriyetin devam ettiği, bu kapsamda Ankara…Sulh Ceza Hakimliğine erişimin engellenmesi talebi ile başvuru yapıldığı, başvuru neticesinde bazı URL’lerin erişiminin engellendiği ancak bazı URL’ler açısından ihlâlin hâlâ devam etmekte olduğu, Savcılığa da ayrıca suç duyurusunda bulunulduğu,
  • Söz konusu fotoğrafın kaldırıldığı iddiasının aksine yalnızca bir URL adresindeki fotoğrafın kaldırıldığı, diğer URL adreslerinde ise halen yayımlanmaya devam edildiği, 
  • Sitenin kullanıcıları ile akdettiği Kullanıcı ve Gizlilik Sözleşmesinde yer alan bilgi, veri, yazı, fotoğraf, video, ses klibi, yorumlar, makaleler, yazılımlar, kodlar ve grafiklerin kısaca içerik olduğu ve bu içeriklerin üyeler tarafından girilebileceği gibi veri sorumlusunun editörleri tarafından da girilebileceği ibarelerine yer verildiği,
  • Veri sorumlusunun Kurumu muhatap cevabi yazısında, sitede içerik yayımlamak isteyen herkesin üye olarak kendi içeriğini herhangi bir müdahale, kontrol veya denetim olmadan da oluşturabileceği, veri sorumlusunun kendisine bağlı olarak çalışan editörler tarafından üretilen içerikler için içerik sağlayıcı, kullanıcı/üyelerin oluşturup yayımladığı ve sitenin herhangi bir müdahalesi veya denetimi olmayan içerikler açısından ise yer sağlayıcı niteliğinde olduğu ifadelerine rastlandığı,
  • Kuruma intikal eden belgeler incelendiğinde, fotoğrafın yer aldığı içeriğin veri sorumlusunun bünyesinde içerik üreten bir editör tarafından oluşturulduğunun anlaşıldığı, şikâyet konusu içeriğin bağımsız bir kullanıcı/üye tarafından değil çalışan tarafından oluşturulmak suretiyle internet sitesinde yayımlandığı dikkate alındığında Şirketin somut olay nezdinde 6698 sayılı Kanun kapsamında veri sorumlusu sıfatını haiz olduğu, dolayısıyla Kanun kapsamındaki yükümlülüklere tabi olacağı; fotoğrafın şikâyete konu içerikte yayımlanmasının ise kişisel veri işleme faaliyeti olduğu,
  • Öte yandan, Kanunun 28 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde “Kişisel verilerin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmemek ya da suç teşkil etmemek kaydıyla, sanat, tarih, edebiyat veya bilimsel amaçlarla ya da ifade özgürlüğü kapsamında işlenmesi” halinde Kanun hükümlerinin uygulanmayacağının belirtildiği, 
  • Kamu yararının tespitinde, haberin kişilerin merak duygularına mı yoksa yüksek ahlaki ve hukuki değerlerin korunmasına mı hizmet ettiğinin değerlendirilmesi gerektiği, örneğin; yasa dışı uygulamaların, rüşvet ve yolsuzlukların kamuoyuna iletilmesinde, eleştirilmesinde kamu yararı bulunduğu, öte yandan, kamu ilgi ve yararı kriteri kapsamında siyasetçiler ve kamu görevlilerine dair yapılan haberler bakımından basın özgürlüğüne yapılan sınırlamaların daha dar yorumlanmasının uygun olacağı,
  • Öte yandan, haberin gerçek ve güncel olmasının ikinci kriter olduğu, gerçeklik unsurunun, somut gerçeğe değil, olayın, haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk olarak anlaşılması gerektiği,
  • Haberin güncel olmasının ise somut olayın açıklandığı tarihlerde kamu yararının bulunması esasına dayandığı, üzerinden süre geçmiş ve açıklanmasında artık kamu yararı bulunmayan bir olayın yayımlanmasında haber verme hakkından söz edilemeyeceğinden hareketle kişilik hakkına üstünlük tanınması gerekeceği,
  • Biçim ve öz arasındaki denge kriteri açısından ise kullanılacak dil ve ifadenin, yapılacak niteleme ve vurgunun da haberin gerektirdiği biçim ve ölçü çerçevesinde kalmasının ve yasal fonksiyonun yönelik bulunduğu “amaç”a ulaşabilmek için en uygun ve en elverişli “araç”ın kullanılmasının gerekeceği,
  • Bu hususlar doğrultusunda, haber içeriği kapsamındaki kişisel verinin, kişilik haklarını ihlal etmemek kaydıyla ifade özgürlüğü kapsamında işlenip işlenmediğinin değerlendirilmesi neticesinde; ilgili kişi açısından bahse konu olayda yer alan haber içeriğinin kamu ilgi ve yararının varlığına sebep olabilecek bir nitelik taşımadığı, haber içeriğinde yer alan bilgilerin ilgili kişi açısından doğru olmadığı ve kişilik haklarını ihlal ettiği hususları göz önünde bulundurulduğunda şikâyet konusu içeriğin Kanunun 28 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca kişisel verilerin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmemek ya da suç teşkil etmemek kaydıyla, sanat, tarih, edebiyat veya bilimsel amaçlarla ya da ifade özgürlüğü kapsamında işlenmesinin Kanundan istisna tutulacağına ilişkin hükmü kapsamında ele alınamayacağı,
  • Bu kapsamda, ilgili kişiye ait fotoğrafın kendisi ile ilgisi olmayan bir içerikte kullanılmak suretiyle internet sitesinde yayımlandığı dikkate alındığında Kanunun 5 inci maddesinde yer alan işleme şartları olmaksızın veri işleme faaliyetinde bulunulduğu dolayısıyla veri sorumlusunun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almadığı 

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişi açısından bahse konu olayda yer alan haber içeriğinin kamu ilgi ve yararının varlığına sebep olabilecek bir nitelik taşımadığı, zira Kuruma iletilen şikâyet dilekçesi ekinde yer verilen 19.03.2019 tarihli mahkeme kararından da ilgili kişinin annesinin tarafına vasi olarak tayin edildiği dolayısıyla ilgili kişinin adı geçen ünlü tarafından evlat edinilmediğinin açık olduğu dikkate alındığında; internet sitesinde yayımlanan söz konusu haber içeriğinde yer alan bilgilerin ilgili kişi açısından doğru olmadığı ve kişilik haklarını ihlal ettiği hususları göz önünde bulundurulduğunda şikâyet konusu içeriğin Kanunun 28 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceğine,
  • İlgili kişinin adına vasisinin açık rızası ya da Kanunun 5 inci maddesinde yer alan diğer işleme şartlarından biri olmaksızın ilgili kişiye ait fotoğrafın veri sorumlusu bünyesinde çalışan bir editör tarafından ilgili kişi ile ilgili olmayan yanlış bir içerikle internet sitesinde yayımlandığı dikkate alındığında, veri sorumlusunun Kanunun “Veri Güvenliğine İlişkin Yükümlülükler” başlıklı 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmediği sonucuna varılmış olup veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmasına

karar verilmiştir.

14. Bir kargo firmasının veri ihlal bildirimi hakkında 30/09/2021 ve 2021/993 sayılı Karar Özeti

Kurul tarafından:

  • Somut olayda veri sorumlusunun, ilgili kişinin kişisel verilerini veri işlemenin hukuki sebepleri kapsamında işlediği, söz konusu meslek kurulu ile yapılan kampanya kapsamında ilgili kişinin üye olup olmadığını tespit edilebilmesi için kullanılan sistem nezdinde işlenen kişisel verilerin Kanunun 5 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi kapsamında sözleşmenin ifasıyla doğrudan ilgili olması hukuki şartına dayanarak işlendiği, veri sorumlusunun kişisel veri işlemesinde hukuka aykırılığının bulunmadığı,
  • Öte yandan ilgili kişinin gönderici veya alıcı sıfatlarıyla veri sorumlusu bünyesinde gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin kişisel verilerinin işlenmesinin hukuka uygun olduğu, ancak ilgili kişinin satın almadığı bir hizmet için adına fatura düzenlenmesinin hukuka aykırı bir veri işleme faaliyeti olduğu, hatalı faturalandırma işlemi ile Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında sayılan veri işleme şartları bulunmadan ilgili kişinin ad, soyadı, TC kimlik numarası, adresi ve e-posta adresi bilgilerinin işlenerek adına fatura düzenlenmesinin hukuka aykırılık oluşturduğu,
  • İlgili kişinin veri sorumlusu tarafından gönderilen kargo zarfında hatalı tahakkuk ettirilen faturada kişisel verilerinin açıkça yer aldığı, dolayısıyla kişisel verilerinin üçüncü kişilerin eline geçtiği iddiasına karşılık bu hususta ilgili kişi tarafından kanıtlayıcı belge sunulamadığı, ancak kargo şirketlerinin gönderi paketleri üzerine gönderici ve alıcıya ait ad, soyadı, adres, telefon numarası gibi kişisel verileri içerir barkod etiketleri yapıştırma uygulaması bulunduğunun bilindiği, buna rağmen, bu etiketlerde yer alan kişisel verilerin maskelenmiş/yıldızlanmış olması ihtimali de bulunduğundan; ilgili kişinin kişisel verilerinin 3. kişilere aktarıldığı iddiasının kanıtlanamadığı,
  • Veri sorumlusu tarafından verilen cevabi yazıda “işlenen kişisel verilerin sözleşmenin kurulması ve ifası ile ileride meydana gelmesi muhtemel uyuşmazlıklarda delil teşkil etmesi amacı ile sınırlı bir şekilde” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 855 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca 1 yıl, aynı maddenin (5) numaralı fıkrası uyarınca 3 yıl ve gerekli olması halinde genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl boyunca muhafaza edildiği”, bu nedenle ilgili kişinin kişisel verilerinin anılan süreler sona erdiğinde arşivlenmek suretiyle silineceği veya erişime kapatılacağının belirtildiği,
  • Bu kapsamda veri sorumlusunun, ilgili kişinin kişisel verilerini Kanunda belirtilen süreler boyunca muhafaza etmesinin hukuka uygun olduğu

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin kişisel verilerinin veri sorumlusu tarafından temin edilmesi hukuka uygun olsa da, hukuka uygunluk sebebi bulunmaksızın ilgili kişi adına fatura düzenlenmesi suretiyle gerçekleştirilen kişisel veri işleme faaliyetinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda veri sorumlusunun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi çerçevesinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı kanaatine varılması nedeniyle; veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmasına,
  • Veri sorumlusunun ilgili mevzuat gereği, işlenen kişisel verileri belirli süreler boyunca muhafaza etmesi gerektiğinden, ilgili kişinin kişisel verilerinin silinmesi talebinin yerine getirilmemesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığına 

karar verilmiştir.

15. Bir veri sorumlusnun veri ihlal bildirimi hakkında 02/12/2021 tarihli ve 2021/1210 sayılı Karar Özeti    

Kurul tarafından verilen Kararda :

  • İlgili kişinin Kuruma intikal eden şikâyetinde özetle; kullanmakta olduğu cep telefonu numarasına 0850 *** ** 77, 0216 *** ** 70 ve 0850 *** ** 15 numaralarından farklı tarihlerde aramalar gerçekleştirilerek Digiturk kampanyaları hakkında bilgilendirmede bulunulduğu, yapılan aramalarda kendilerinin Digiturk bayisi olunduğunun belirtildiği,  akabinde Digiturk hizmetlerinin reklam ve pazarlamasının yapılması amacıyla 0850 *** ** 82 numaralı telefon üzerinden ilgili kişiye SMS gönderildiği, ancak iletişim bilgilerinin ticari elektronik ileti gönderilmesi suretiyle işlenmesi hususunda açık rızasının bulunmadığı, bu anlamda herhangi bir işleme şartına dayanmaksızın kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak işlendiği, adı geçen Şirket’e 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 11 inci maddesindeki hakları kapsamında başvuruda bulunduğu, bu başvuruya karşılık verilen cevapta ilgili kişinin Şirket nezdinde abonelik kaydının bulunmaması nedeniyle ilgili kişinin herhangi bir kişisel verisinin sistemlerinde yer almadığı, söz konusu ticari iletilerin kendileri tarafından gönderilmediği ve başvuruda belirtilen telefon numaralarının Şirket’lerine ait olmadığı yönünde bilgi verildiği belirtilerek konu ile ilgili gerekli incelemenin yapılmasının talep edildiği,
  • Krea İçerik Hizmetleri ile Bayi arasındaki ilişkiye yönelik olarak bir değerlendirme yapıldığında, ilgili kişinin kişisel verisinin işlenmesi faaliyetine ilişkin karar alma ve talimat verme yetkisinin Krea İçerik Hizmetleri’nde bulunduğu durumda Krea İçerik Hizmetleri’nin veri sorumlusu, kendisine verilen talimatlar çerçevesinde hareket eden Bayi’nin ise veri işleyen sıfatını haiz olacağının düşünülebileceği; ancak konuya ilişkin olarak tarafların Kuruma sundukları beyanlar değerlendirildiğinde Krea İçerik Hizmetleri’nin somut olayda veri sorumlusu olarak hareket ettiğine dair bir tespitte bulunulamadığı,
  • Öte yandan Bayi ile taşeronu M.D. (M. İletişim) arasındaki taşeronluk sözleşmesi incelendiğinde, Bayi nezdinde kayıtlı olan 0850 *** ** 77 numaralı hattın kullanımı için taşeron firmanın yetkilendirildiği, bu hattın kullanımı ile ilişkili sorumluluğun taşerona bırakıldığı ve sözleşmenin içeriğinde taşeronun Bayi’nin verdiği talimatlar çerçevesinde faaliyette bulunduğunu gösterir nitelikte hükümlerin yer almadığı görüldüğünden, şikâyete konu olayda Bayi’nin veri sorumlusu olarak nitelendirilebileceğine yönelik bir tespitte bulunulamadığı,
  • Diğer taraftan inceleme sürecinde ulaşılan bilgiler arasında, 0216 *** ** 70 ve 0850 *** ** 15 numaralı hatların somut olayda taşeron M.D. isimli şahsa (M. İletişim) tahsis edildiği bilgisinin bulunduğu, mevcut bilgi ve belgelerden söz konusu iki numaranın Bayi ile olan alt işveren ilişkisinden bağımsız olarak M.D. tarafından kullanılmakta olduğu sonucuna ulaşıldığı, ilgili kişinin söz konusu numaralar üzerinden kendisine arama yapıldığını belirttiği tarihler ile M.D. isimli şahsın (M. İletişim) savunmasında sunulan tarihlerin uyuştuğu ve sisteminde kayıtlı telefon numaralarının “numara türetme yöntemi” ile elde edilmiş olduğunun beyan edildiği, 
  • Bu kapsamda M.D.’nin (M. İletişim) söz konusu aramalara ilişkin olarak başka kişilerce talimatlandırıldığını gösteren bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, irtibata geçilecek kişileri belirleme konusunda yetkinin kendisinde bulunduğu, kendi inisiyatifi ile numara türetmek suretiyle ilgili kişinin telefon numarası verisine ulaştığı ve işletmesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tüzel kişiliği bulunmadığından hareketle M.D.’nin somut olayda veri sorumlusu sıfatını haiz olduğu,
  • 0850 *** ** 82 numaralı hattın tahsis edildiği M.A. açısından bir değerlendirme yapıldığında ise M.A.’nın, ilgili kişinin bir internet sitesi üzerinden doldurduğunu iddia ettiği formu sunduğu, kendi veri tabanını oluşturan ve bu veri tabanını kullanmak suretiyle ilgili kişinin kişisel verisi olan telefon numarasını işleyerek kendisine ticari elektronik ileti gönderimi yapan M.A.’nın somut olay kapsamında veri sorumlusu sıfatını haiz olduğu, 
  • İlgili kişinin kişisel verisi niteliğindeki cep telefonu numarasının, ürün tanıtımı ve pazarlama yapılması amacıyla aranması /SMS gönderilmesi suretiyle işlenmesi, Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca kişisel veri işleme faaliyeti teşkil ettiğinden bu işlemenin hukuka uygun şekilde gerçekleştirildiğinden bahsedebilmek için Kanunun 5 inci maddesinde sayılan şartlardan birinin bulunması gerektiği,
  • Şikâyete konu kişisel veri işleme faaliyetinde veri sorumlularından biri olduğu değerlendirilen M.D. (M. İletişim) tarafından, somut olayın 6698 sayılı Kanunun kapsamı dışında olduğu ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde ele alınması gerektiği iddia edilmekle birlikte ticari elektronik iletilerin gönderilmesi için kullanılan iletişim kanallarının kişisel veri niteliğinde olması nedeniyle ileti gönderim sürecinin kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuata da uygun olmasının beklendiği ve M.D.’nin (M. İletişim) sisteminde kayıtlı verilerin numara türetme yöntemi ile elde edildiğine yönelik beyanı esas alındığında ilgili kişinin telefon numarasının işlenmesinde Kanunun 5 inci maddesinde yer alan herhangi bir işleme şartına dayanılmadığının anlaşıldığı,
  • Şikâyete konu olayda diğer veri sorumlusu olduğu sonucuna varılan M.A. isimli şahsın kişisel veri işleme faaliyeti açısından bir değerlendirme yapıldığında ise ilgili kişinin bir internet sitesi üzerinden doldurduğu iddia edilen formun geçerliliğinin sorgulanmaya muhtaç olduğu, zira ilgili formun internet sitesinde gösterilen biçimde ve log kaydı veya benzeri bir formatta Kuruma sunulmadığı, bunun yerine ilgili kişinin cep telefonu numarasının ve başvuru tarihinin M.A.’nın el yazısı ile yazıldığı, “onay veriyorum” kutucuğunun işaretlendiği ve formun M.A.’nın ismi ve telefon numarası yazılarak yine M.A.’nın kendisi tarafından imzalandığı görüldüğünden M.A.’nın iddia ettiği üzere formun ilgili kişi tarafından doldurulduğuna yönelik yeterli kanaatin oluşmadığı ve sunulan bu formun hukuka uygun bir açık rıza olarak kabul edilemeyeceği 

değerlendirmelerinden hareketle,

  • Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketi ile Bayi’nin somut olayda veri sorumlusu olarak hareket ettiklerine yönelik bir tespitte bulunulamadığından anılan Şirketler hakkında Kanunun 12 nci maddesi kapsamında tesis edilecek bir işlem bulunmadığına,
  • İlgili kişinin kişisel verisi niteliğindeki telefon numarasının işlenmesinde Kanunun 5 inci maddesinde yer alan herhangi bir işleme şartına dayanılmadığı, dolayısıyla Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası hükmüne aykırı hareket edildiği kanaatine varıldığından veri sorumlusu M.D. hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari yaptırım uygulanmasına,
  • Şikâyete konu olayda veri sorumlusu olarak değerlendirilen M.A. isimli şahsın Kuruma sunduğu formun hukuka uygun bir açık rıza olarak kabul edilemeyeceği dikkate alındığında, ilgili kişinin kişisel verisinin işlenmesine ilişkin Kanunun 5 inci maddesinde yer alan herhangi bir işleme şartına dayanmayan veri sorumlusu M.A. hakkında Kanunun 12 nci maddesinde yer alan veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari yaptırım uygulanmasına,
  • İlgili kişi tarafından kullanılmakta olan telefon numarası verisinin imha edilmesi ve sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda M.D. ve M.A.’nın talimatlandırılmasına,
  • Öte yandan, yeni müşteri kazandırma süreçlerinde Kanuna uyum hususunda azami dikkat ve özenin gösterilmesi hususunda bayilerini yönlendirmesi/bilgilendirmesi ve bayiler ile yapılacak sözleşmelerde veri sorumlusu ve veri işleyenin kim olduğu hususunda açık hükümlere yer verilmesi hususunda Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketi’nin talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.